Venezuela’da Sahnelenmek İstenen “Gezi Olayı”

Emperyalist dünya ve onların önde gideni Amerika, “Bu dünyanın efesi ve jandarması benim, bana efeleneni yakarım” edasıyla, kendine yüz vermeyen ve dik duruşundan vaz geçmeyen Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya haddini bildirmenin telaşı ve gayreti içinde. Seçimle gelen meşru başkanı tanımadığını, onun yerine sokak ortasında göstermelik yemin ederek geçici devlet başkanlığını ilan eden Ulusal Meclis Başkanı Juan Guadio’yu tanıdığını açıkladı bay Trump… Artık ülkelerdeki devlet başkanlarının meşruluğunun kaynağı, halk iradesi olmayacak ve bunu Washington’dan Sam amca tayin edecek. Bu karara, başta İngiltere olmak üzere diğer bir çok Batı ülkesi de katıldı. Maduro’ya sadece Rusya, Türkiye ve İran destek çıktı.

Adamlarda ne âlâ bir demokrasi ve ülkelerin bağımsızlık anlayışı var. Evlere şenlik. Batı medeniyeti; demokrasi, insan hakları, ülke ve kişi hak ve hürriyetleri, bağımsızlık, özgür ve onurlu yaşama gibi “İnsan Hakları Evrensel beyannamesinde” bulunan esasları, ancak kendilerine layık görürler. Emperyalist emellerine hizmet etmeyen, sömürüye yeltenenlere, milli duruş sergileyerek rest çeken ülkelere bunları asla layık görmezler. Oralarda, “demokrasi getireceğiz” yalanıyla her türlü fitne hareketleri başlatarak boyun eğdirmeye çalışırlar. Bu konuda da, “muhalefet” adında yerli işbirlikçiler bulmakta da zorlanmazlar.

Filistin davasına destek çıkan, İsrail’e “One minute” çeken, dünya beşten büyüktür diyen, Amerika’nın ve Batının menfaat hortumlarını kesen Türkiye’nin dik duruşlu Milli liderini iktidardan indirip yerine kukla birini getirmek için 2013 Mayısında, Gezi terör olaylarını tertiplemiş, muhalefet adındaki mandacılar da buna teşne olmuştu. Bugün aynı senaryo Venezuela’da sahneye konulmaktadır.

Venezuela Devlet Başkanı, çıkışlarıyla Türkiye’ye çok benziyor. O da Amerika ve Batı emperyalizmine, İsrail’in Filistin zulmüne kökten karşı. Onun için de Amerika’nın Venezuela Ulusal Meclis Başkanı Juan Guadio’yu geçici meşru Devlet Başkanı olarak tanıdığını açıklamasının ardından, kendini uçurumdan aşağıya atan koyunu takip eden sürü gibi, bu karara AB ülkeleri de destek verdi. Çünkü kuyruk acıları ortak. Emperyalizme direnenler, sömürge sürülerinden aynı tepkiyi alırlar. Kurdukları tezgâhın kuralı bu…

İşte Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun, emperyalistlerin kimyasını bozan, Büyükelçisini sınır dışı ettiği İsrail’in, Filistin katliamları ile ilgili sözlerinden bir kesit:

“Katliam devam ediyor… Yeniden katliam. Evet, masum halka yapılan bir katliam. Benim masum, acısı dinmeyen Filistin halkıma yapılan bir katliam. Saygıdeğer yurttaşlarım! Bu katliam artık bir soykırıma gidiyor… Bu kanlı saldırı, finans güçlerinin ve kapitalizmin medyatik askerî güçlerinin Filistin topraklarını zapt etme çabasıdır ve Filistin halkına soykırım yapma çabasıdır. Çok acı… Buradan öncelikle Yahudilere bir çağrım var. Devletiniz, misket bombalarıyla Filistin’i şimdiye kadar bombaladı ve katliama devam ediyor. Gazze’de öldürülen çocukların katili İsrail devletine, önce dünyanın dört bin yanındaki Yahudiler dur demeli. Katil devletlerini ilk önce Yahudiler kınamalı…İkinci çağrım bölgedeki Arap halkına ve liderlerinedir: Ne zamana kadar katliama sessiz kalacaksınız. Filistinli kardeşlerinizin katliamını izlemeye devam mı edeceksiniz? Arap halkları ve liderleri ne zaman uyanacak? Ne zaman uyanıp Filistin halkının sesine ses vereceksiniz? Yerin dibine batsın resmî açıklamalarınız! Yerin dibine batsın uluslararası protokolünüz! Artık harekete geçmelisiniz. Venezuela Devlet Başkanı olarak size sesleniyorum; yeter artık! Resmî açıklamalarınızdan öteye gidemiyorsunuz. Ses tonumdan dolayı kusuruma bakmayın. Ama çok derinden konuşuyorum. İçimde saklı olan acı ve öfke beni bu şekilde konuşturuyor. Filistin halkına seyirci kalmak bana acı veriyor. Artık ölümlere alışmışlar. Dünya, katliam karşısında kör ve sağır olmuş. Çoğu korkak liderler de resmî bir yazı geçip, olaylardan üzüldüklerini belirtip kınıyorlar, o kadar. ‘Saldırıyı lanetliyoruz’ diyorlar, sadece bu… ‘Çok endişe duyuyoruz’ diyorlar, bir de bu… Mesele bitiyor onlar için. Asıl endişelenenler, kolunu kaybeden Filistinli çocuklardır, çocuklarını kaybeden aileleridir. Sözde yasaklanan misket bombalarının başlarına ne zaman yağacağından endişe duyan Filistinli çocuklardır… Yeter be! Artık yeter! Venezuela, Filistin halkına yapılan katliama artık yeter diyor. Ve Birleşmiş Milletleri adaleti sağlamaya çağırıyorum… Uluslararası ceza mahkemesini adaleti sağlamaya çağırıyorum. Adalet! Adalet!”

İsrail’i karşısına alan bir lider, İsrail sevicileri ve koruyucuları tarafından kara listeye alınır ve en kısa zamanda gereği yapılır. İşte Maduro, zulme sessiz kalmadığı ve ülkesini emperyalistlere boyun eğerek talan ettirmeyip dik durduğu için, Türkiye’deki Gezi kalkışması benzeri sokak hareketleriyle haddi bildirilmeye çalışıyor. Amerika; Suud kral adayı Selman gibi, zatı şahanelerince azarlandığında süt dökmüş kedi tavrı sergilemeyen, ülkesinin milli değerlerine sahip çıkan, ABD’nin küresel zulmüne isyan eden liderlere karşı bu fitne hareketlerini hep yapıyor. İnşallah başarılı olamaz. Zulme direnenlerin Allah yardımcısıdır. Küfür devam eder ama zulüm devam etmez. Zalimler için yaşasın cehennem. 

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi