islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4751
EURO
36,2672
ALTIN
2.955,33
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

VİCDAN OLMADAN İMAN OLUR MU?…

VİCDAN OLMADAN İMAN OLUR MU?…
15 Ocak 2024 11:51
A+
A-

7 Ekim 2023’ten bugüne, dar bir alana/Gazze’ye hapsedilmiş sivillerin ve özellikle de bebek ve çocukların üzerine misket ve fosfor bombaları, demet bombaları, hatta seyreltilmiş uranyum içerikli bombalar atılmakta, tam bir soykırım yapılmakta. Televizyonlarda bu vahşeti, canlı canlı dünyaya servis etmekte. Sanki kulakları kurşun ile gözleri beton perdelerle kör ve sağır edilmişçesine insanlık duymuyor görmüyor. Lâl olmuş dillerden çıt çıkmıyor. Biz Müslümanlara gelince, “ Üzülen ama hiçbir şey yapmayan“ sadece “beni sokmayan yılan bin yaşasın!” modunda ve ölüm uykusunda.
Hatta “ yöneticileri zalim bu devletten bizi kurtar Allah’ım! ve bize sahip çıkacak bir yar ve yardımcı lütfeyle Allah’ım! diye yalvaran bu insanlar, kadınlar ve çocuklar için niçin savaşmıyorsunuz? size ne oldu böyle?”(Nisa, 4/75) diyen ilahi çağrıya bile, kör-sağır hatta dilsiz şeytan kesilmiş iki ayaklı ölüler mi olduk? Allah, Allah! “ Size ne oldu böyle? Her dakika çocuklar toprağa şehit düşerken sen kılını bile kıpırdatmıyorsun!” diyen Rabbimin bu uyarısı ve ben; Ölü gibi uyuyan bir kul öyle mi? Bu olmaz olamaz hem kulu olacağım, hem de bu kadar duyarsız ve sorumsuzca elimi-kolumu uzatmayacağım? Bu utanç ile ezilirken bir çığlık daha…
24 bine yaklaşan şehitler ordusundan, 60 bine yaklaşan gaziler ordusundan bizlere, kulakları patlatan bir çığlık:

“VİCDANSIZ İMANI, İMAN MI SANIYORSUN?”

Nasıl yani vicdan olmadan, iman olmuyor mu? Olmuyormuş, olmuyor. İmanın varlık amacı, fıtrat yeminine, vicdan tartısına ve merhamet duygusuna sadakatmiş. Önce vicdan ve merhamet, ardından iman ve ibadet gelirmiş meğer. Reçeteyi Beled ve Mâûn surelerinde buldum ve çok irkildim.
“İnsan sarp yokuşa tırmanmadı, zirveye çıkamadı.” “sarp yokuş nedir? sen nasıl bileceksin?”(Beled, 90/11-12) Allah’ın sarp yokuştan muradı nedir? İnsanı kemale erdirmek, iyi insan ve üst insan yapmaktır muradı. Peki insan zirveye ne ile ve nasıl çıkacaktır. Profesyonel dağcı olarak değil; sosyal empati, paylaşma ve dayanışma ile. Islah edici güzel işler, insanî ve ahlâkî değerler ile yükselecektir. Mesela:

1) Boyunduruk altındaki mazlum ve mağdurları, köleleri ve esarettekileri özgürlüğe kavuşturmakla. Bugün Kudüs özgür mü? Filistin özgür mü?
Ekmek, yemek, su yok, ev-barınak yok, hasta ama ilaç yok, hastane yok, üstelik her an orantısız güçle bombalanan Gazze ve Gazzeliler özgür mü? Suriye, Lübnan özgür mü? Doğu Türkistan ve Arakan özgür mü? Yoo, yoo! Hepsi boyunduruk altında. Bütün bunların karşısında biz ise Müslümanız öyle mi? Olmaz, olmaz diyor Allah! Önce kurtar kardeşlerini kölelikten sonra iddia eyle dinini, imanını…

2) Açlık, kıtlık, yokluk gününde açı doyurmaktır, susuzu suvarmaktır sarp yokuşa tırmanmak. Duyduğumuz, gördüğümüz, bildiğimiz açları doyurmaktır iman. “Komşusu açken kendisi tok yatan iman etmemiştir.”(el-Mu’cemü’l-Kebîr,1/259,hn.751) ilkesi, nebevi bir insanlık ve iman ölçütüdür. Bu nebevî ahlaka göre Gazzeli, bizim kardeşimiz ve komşumuz değil mi? Eee görevimiz, sorumluluğumuz belli…

3) Yetime sahip çıkmak, hedefe tırmanmaktır. Evet, evet! yetime sahip çıkmak imiş imanın amacı ve hedefi.
Peki annesini veya babasını yahut her ikisini de kaybeden evlat, yetim değil mi? Evladı şehit düşen anne-baba, evlat yetimi değil mi? Gazze’de cehennemi sergileyen zalim, akıl ve vicdan yetimi değil mi? Bunca olup biteni seyreden insanlık, merhamet yetimi değil mi? Kudüs ve Gazze, ümmetin yetimi değil mi? Gel de bu yetimlere el atma, sahip çıkma ve de zalime şiişt dur hele! yetti gayri deme. Üstelik bir de imandan, İslamdan dem vur ve övün dur.

4) Bakanı çekileni olmayan, olsa bile yetemeyen ve kendisi de yere-toprağa mahkum/yatalak hasta veya engelli kardeşinin kimi kimsesi olmaktır sarp yokuşa tırmanmak. Gel de bu gazilere, hasta veya engelli kardeşine tekerlekli sandalye alma, eline, ağzına, hatta sun’î beslenme aparatına bir lokma yiyecek, bir yudum su verme bakalım da sen o zaman yaşa yaşabilirsen. Susturamazsın, dindiremezsin vicdanını ve koyamazsın yastığa başını. Zira insan vicdanından hiçbir şey gizleyemez, saklayamaz ve onu asla susturamaz.

Kardeş! menzili Maksuda ermek için bu sarp yokuşu aşıp zirveye varmak istiyorsan; bu 4 sosyal sorumluluğunu, salih amellerini ve insanlık duyarlılığını yap! Yap ki imana, imanın güven iskelesine, emniyet yurduna ulaşasın.
“İşte bütün bunlardan sonra iman edenlerden oldun.”(Beled,90/17) Yani MÜ’MİN OLDUN/hem güven veren hem de kendisine güvenilen İYİ İNSAN,

ÜST İNSAN OLDUN…

İşte vicdan, işte iman; ya sen nerdesin güzel insan?…

Nuri Çalışkan

YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.