Müslümanların ibadetlerinin makbul olabilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlardan birisi de necasetten taharet şartıdır.
Müslümanların ibadetlerinin makbul olabilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlardan birisi de necasetten taharet şartıdır. İbadete başlamadan önce elbisenin, üstünün başının, bedeninin temizlenmesi yapılacak ibadetin makbul olmasının şartıdır. Tabi ki necaseti sadece bunlarla sınırlı olarak görmek, necasetin ne olduğunu tam olarak bilmemektir.
İnsanlar genelde üstünü başını, elbisesini, bedenini, evini barkını, arabasını ayakkabısını, işyerini bürosunu necasetten temizler, tertemiz yapar. Fakat insana bulaşmış olan necasetler sadece maddi olanlarla sınırlı değildir. Allah-u Teâlâ müşriklerin necis – pis olduğunu bildirmekte, müşriklerin pisliğinin sadece maddi boyutlarla sınırlı olmadığını öğretmektedir.
Necaseti sadece maddi boyutuyla ele almak ve maddiyat üzerinden değerlendirmek elbette pisliğin ne olduğunu mahiyeti itibarıyla kavrayamamaktır. Necasetin diğer bir boyutu da soyut, manevidir. Bir müşrik maddi olarak ne kadar temiz olursa olsun, Allah-u Teâlâ’ya şirk koştuğu için manen necasetin pisliğin içine gark olmuştur.
Müşrikler Allah-u Teâlâ’ya şirk koşmaları hasebiyle pislik oldukları için, düşünceleri, fikirleri, dünyaya bakışları, hayat tasavvurları, yaşam tarzları bakımından da pisliktirler. Batı merkezli modern bir yaşam tarzını benimseyen müşrikler düşüncelerine, tavırlarına, siyasetlerine, ekonomilerine, hukuklarına, eğitimlerine, içtimai hayatlarına, aile yaşantılarına Allah’ı hiçbir zaman müdahil etmezler.
Beşeri ideolojilerin ölümlü ilahlarının belirlediği ilke ve kurallarla hayatı düzenledikleri için, siyasetleri, iktisatları, hukukları, eğitimleri bu ölümlü sahte ilahların heva ve hevesine göre düzenlenir. Bu ve bunun gibi sebeplerden dolayı yapıp ettikleri her şey pisliktir. Necasetin, pisliğin içinde yüzmektir.
Elbiselerin, bedenin, çevrenin, evin arabanın, iş yerinin necasetten temizlenmesi, temiz olması en kolay olandır. Fakat fikirlerdeki, yaşam tarzındaki, hayat tasavvurundaki, siyasi, iktisadi, içtimai, hukuki alanlardaki necasetten – pislikten temizlenmezsek ne olacak? Alışkanlıklarımızdaki, siyasi ilişkilerimizdeki, ticaretimizdeki, zihnimizdeki, aile hayatımızdaki pisliklerden temizlenmeden ibadetlerimiz kabul olacak mı?
Elbisesi, üstü başı, evi arabası, işyeri maddi pisliklerden arınmış olanlar, laik seküler siyasetle, haşır neşir olanlar, Allah’ın hükmünü, kurallarını görmezden gelenler, hakikatte necasetten temizlenmiş olabilir mi? Faiz kurumlarında pür tesettür çalışanlar, hukuki kurumlarda Allah’ın emrettiğinin tam aksine hükümler verenler, siyasetlerini Peygamberin (sav) usulünü bir kenara bırakarak, gavurların usulünce icra edenler, hakikatte necasetten, pislikten temizlenmiş midir?
Beşeri izim ve ideolojilerin peşinden gidenler, izim ve ideolojilerin sahiplerini sevenler sempati duyanlar, onların belirlediği ilke ve inkılaplara bağlılığını sürdürenler, velev ki alınları secdede nasır bağlasa da, necasetten temizlenmiş midir? Artık devir değişti zaman uymak gerekir diyenler, faiz dünya gereceğidir diyerek surda gedik açmaya çalışanlar, işçinin fakir fukaranın hakkını yiyenler, bir kula dokuz, dokuz kula bir pul verenler, velev ki Müslüman olduklarını söyleseler de pislikten temizlenmiş midir?
Sürekli sermaye sahiplerini, fabrikatörleri kayıranlar, gelir ve paylaşım adaletsizliğini alabildiğine körükleyenler, milletin malını kendi yandaşlarına peşkeş çekenler, dizilerle filmlerle ahaliye ahlaksızlığı pompalayanlar, ellerinde imkân var iken bunlara mani olmayanlar, pisliklerden necasetten temizlenmiş olabilir mi?
Yakup Döğer