Yağışlarıyla Özellikli Sen Petersburg
Yıllar önce yaptığımız Rusya gezisinde Sen Petersburg’a da uğramıştık. Rus rehberimiz bize şehrin yılın 11 ayında yağışlı olduğunu söylemiş, yağışlı günlerde yağışlar arasında dört beş defa yakıcı güneşin görüldüğünü de ilave etmişti.
Ana-babamın memleketi olan Rize’deyim. Rabbimizin buyruğu doğrultusunda akraba ve komşularla görüşüyor, hediyeleşiyor dua alıyor ve dua ediyoruz.
Rize Sen Petersburg Gibi Değilse de…
Rize Sen Petersburg gibi değilse de hatırı sayılır derecede yağış alıyor. Gün içinde kesif bir sis ve yağış sonrasında güneş sevecen yüzünü gösteriyor. Benim gibi çevreyi gezmeyi de programına almış olan insanlar yağışlar sebebiyle tedirginlik duyuyorsa da yağmurlar olması gerektiği üzere düşünür kişiler için tefekkür sebebi de oluyor.
Kur’ân ve Yağmur
İslâm’ın ana kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm’i inceleyerek okuduğunuzda insan için yaratılmış doğal çevre varlıkları ile yoğun iletişime geçebiliyorsunuz.
Dağlar, denizler, nehirler, bin bir çeşit bitkiler, hayvanlar, madenler ve de güneş ay ve yıldızlar…Bunlar yanı sıra rüzgârlar, bulutlar ve yağmurlar dikkatinizi çekiyor.
Rize’de iseniz daha çok da yağmurlar calib-i dikkat oluyor.
Rize’ye üç dört yıl önce gelişimde Dağlara odaklanıp “ Kur’ân, İnsan,Dağlar ve iktidar “ başlıklı bir makale yazmış ve daha sonra Bilmemiz Gerekenler serisinden dağları konu alan bir de 45 dakikalık televizyon programı hazırlayıp yayınlamıştım. Bu defa yağmurlara yoğunlaştım.
Yağmur Derken Suyu, Su Derken de Yağmuru Çağrıştırabilirsiniz
Rabbimizin insanlığa son mesajlarını içeren Kur’ânımızda yağmur/su teması sık sık işlenmektedir. Özelliklerine göre de yağmur değişik isimler almaktadır. Örneğin iri ve sert damlalı olursa Vâbil; sürekli yağarsa Vedk; damlaları çoksa Ğadek; kuraklığın akabinde, ihtiyaç duyulduğunda Ğays; çise şeklinde olduğunda Tall; azap/ceza niteliğine dönüştüğünde Metar ismini almaktadır.
Geliniz Kur’ân da ufak bir geziye çıkalım.
a. Yağmur Allah’ın canlılara rahmetidir:
“Yaklaşan rahmetinin önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen O”dur. Yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip, bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de, işte böyle dirilteceğiz. Belki düşünür ders alırsınız.”(Araf,7/57)
b. İstisnasız her canlı varlık Yağmurdan/Sudan yaratılmıştır:
“ Bütün canlıları sudan yaratanAllah”tır. Öyle ki, kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayağı, kimi de dört ayağı üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır; çünkü O, gerçekten de herşeye gücü yetendir.”(Nûr 24/45)
c. Yağmur/Su Allah’a şükretmemiz gereken pek büyük bir nimettir:
“Görmez misiniz içtiğiniz suyu?
Siz mi yağdırıyorsunuz onu buluttan, yoksa biz mi yağdırmadayız?
Dileseydik onu tuzlu, acı bir su hâline getirirdik, hâlâ mı şükretmezsiniz?(Vakıa 68-70)
d. Rabbimiz Kur’ân’da yağmurun oluşumuna dikkatlerimizi çekmekte, ilim insanlarını da bu alanda bilimsel çalışmalar yapmaya yöneltmektedir:
“ Görmüyor musun, Allah bulutları dilediği yere sürüklüyor, sonra onları bir araya getirip üst üste yığıyor. İşte görüyorsun ki, bunlar arasından yağmur çıkıyor. Gökten içinde dolu bulunan, dağlar gibi bulutlar indirir, onunla dilediğine afetler verir, dilediğinden de o afeti çevirip uzaklaştırır. Bu bulutlardan çıkan şimşeğin parıltısı, neredeyse gözleri alır. “ (Nûr 43)
e. Varlığımızı sürdürebilmek için muhtaç olduğumuz toprak ürünleri ve hayvansal varlıklar için de yağmura /suya muhtacız:
“ O Allah ki, yeryüzünü size bir dinlenme yeri, gökyüzünü de bir şemsiye ve çardak gibi yapmış, gökten su indirmiş ve onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarmıştır. O halde tek ve bir olduğunu bile bile, Allah”a ortak olabilecek tarzda kanun koyucular ve itaat edilecek kimseler kabul etmeyin.” ( Bakara 2/ 22)
f. Tarihte Nuh tufanında, Al-i Fir’avunun boğulmasında, zamanımızda tisünami ve sel felaketlerinde görüldüğü üzere su/yağmur insanlar için azaba dönüşmekte; ceza aracı olmaktadır.
Burada bilinmesi gereken çok çok önemli bir mesele de yağmurun/suyun insanların Allah’a îmanı ve itaati, inkârı ve zulmü ile yakın ilişkisidir. Mesela adalet ve Allah’tan af dilemek bereketli yağmurlara sebeptir:
“ Ve eğer yolda dosdoğru yürüselerdi onlara mutlaka bol bol bereketli yağmurlarindirirdik. “ (Cin 16. Ayrıca bak. NÛh 10-12)
“ Hûd Peygamber Kavmine şöylece çağrıda blundu: Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanmayı dileyin, sonra O’nun buyruklarına dönün ki üzerinize bolca yağmurgöndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın; sakın günahkârlar olup Allah’tan yüz çevirmeyin!” (Hûd 52)
Allah ve âhiret sorgulaması yokmuş gibi azgınca yaşamak, ortak aklın ve bilimin gerektirdiği maddî önlemleri almamak rahmet ve bereket olan yağmurları felaket sebebi kılabilmektedir. Yağmurlar gibi önemli doğa olayını Allah’tan ve yaşantımızdan bağımsız olarak görmek tek kelimeye ahmaklıktır.
g. Yağmurun canlılar için bir felakete dönüşmemesi için o ölçüye göre indirilmektedir:
“O Allah ki, gökten ihtiyacınıza göre belli ölçülerdesu indirir de, onunla kupkuru ölü memleketlere hayat verir. İşte siz de böylece kabirlerinizden diriltilip çıkarılacaksınız.” (Zühruf 11)
Bunlar Kur’ân’da yaptığımız kısa gezintimizle yapabildiğimiz tespitlerimiz.
Kur’ân elimizde, yağmurlar üzerimize yağmakta, tefekkür için aklımız da başımızda olduğuna göre düşünüp ibret almayacak ve kulluk çizgisine gelmeyecek miyiz?
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
View Comments