Mesafeler sizde hangi anlamları çağrıştırıyor? Masallarda geçen ‘az gittik, uz gittik; dere tepe düz gittik. Döndük baktık bir arpa boyu yol gittik.’ tekerlemesi size bir şeyler anlatıyor mu? Bir yerden gidince veya oraya hiç gidemesen de orası uzak oluyor mu? Yanı başındaki biri yakın mı sana? Onunla aranda görünmeyen mesafeler olamaz mı? Nedir uzak, yakın nedir ya da?
Kime ve neye yakınız? Kime ve neye ne kadar uzağız? Neresi bize uzak, neresi çok yakın? Yaşantımız mesafeler arasında geçer. Bir şeye ya yakınız veya uzak. Bir düşünceye, bir şahsa, bir şehre olabilir uzaklığımız ya da yakınlığımız. İmkânlar arttı, teknoloji bize yeni ve hızlı araçlar üretti. Çok uzak yerlere eskisinden daha kısa sürelerde ulaşabiliyoruz. Bizim hayatımızı kolaylaştırmış bu durum. Peki, yakınlaşmış mıyız? Aynı masada oturduğu halde birbirleriyle konuşmayıp ellerindeki akıllı cihazların renkli dünyasında kaybolanlar ne kadar yakındırlar birbirlerine? Onların uzaklıkları belki/ belli ki kıtalar dolaşıyor.
Dünyanın herhangi bir noktasından birkaç saat içinde ulaştığı Mekke’de Kâbe’nin duvarındaki Hacerül-esved’e dokunanın kalbi de dokunduğu el kadar yakın mı o taşa? Aştığı binlerce kilometrelik mesafe onu yaklaştırmış mı yoksa o mesafeler hiç mi aşılmamış? O mukaddes mekânlarda video ve fotoğraf paylaşma telaşı içindeyken tümden uzaklaşılmış olunmuyor mu ihlastan, samimiyetten? Ne çok soru(n) var zihnimde. Yaşlılarını hiçbir zorunlu durum yokken huzurevlerine yerleştirenler, ana- baba ve evlat arasına derin uçurumların oluşmasına sebep oluyorlar.
Son dönemlerde ne çok put biriktirmişiz içimizde. Herkes içine dönüp baksın. Mevki, koltuk, para, kadın, erkek, araba, ev, şöhret… Say say bitmez. Asaf Halet Çelebi ‘’İbrahim’’ adlı şirinde içimizdekilere yapılması gerekeni söylüyor:
ibrâhîm/içimdeki putları devir/elindeki baltayla/kırılan putların yerine/yenilerini koyan kim?…/ibrâhîm/gönlümü put sanıp da kıran kim ?
Sana en yakın olana dön. Uzak görünenin kalbi senle çarpıyorsa yakındır sana. Onu/ onları unutma. Yakın görünüp de kalbi senle çarpmayan da uzaktır sana. Sen de uzak dur ondan/ onlardan.
Solmaz pörsümez yeni’den bir ayet: Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulabilsinler. (Bakara 186) Ve bir ayet daha: İnsanı biz yarattık ve elbette içinden geçenleri biliriz; sağında solunda oturmuş iki alıcı (yaptıklarını) alıp kaydederken biz ona şah damarından daha yakınız. (Kaf 16)
Rabbbim! Sana yakın olma çabamı arttır. Senden uzak olandan da beni uzaklaştır.
EYYUP YÜKSEL
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…