Allah’ı unutmanın sonucu Allah tarafından kendi nefsimizin bize unutturulmasıdır.
Biz Yaratıcı olmaksızın hayat bulan varlık değiliz, kaldı ki hiçbir varlık kendiliğinden oluşmadı.
Allah… Şanı yüce olan Allah bizim yaratıcımızdır, yaşatanımızdır. Ona inanmasak dahi bize rızık maaşlarımızı muntazaman ödeyendir. O her an rahmetiyle, bilgisiyle, kudretiyle bize egemen olandır. Bütün varlıklar O’na muhtaçtır.
Kur’ân ifadesiyle O, “Nerede olursak olalım bizimle beraberdir…”
Ve bize öz canımızdan daha yakındır. Allah “Biz insana şah damarınızdan daha yakınız size…” buyurur. O, bizim biricik güven kaynağımızdır.
Rabbimiz olan Allah’ı unutursak yalnızlık bizi kuşatır. Yüreğimizde öksüzleşiriz. Rabbimizi unutursak O da bize, sana kendimizi unutturur.
Allah’ı Unutmak Ne Demek?
Allah’ı unutmak O’nu güzel isimleri ile anmamaktır. Emirleri ve yasakları çizgisinde yaşamamaktır; Allah ve onun yasaları yokmuş gibi hayatımızı yaşamaya kalkışmaktır. Allah’ı unutmak Rabbinizi hayatımızdan dışlamaya kalkışma nankörlüğüdür. Onu unutmak âhireti unutmaktır. Âhiret sorgulamasını unutmaktır.
Aziz kardeşlerim! Ruhen bunaldığınız zaman dilinizle ve kalbinizle Allah’ı zikredin. İslâmî çizgide bir güzel iş yapın. Bunalımların nasıl giderildiğini göreceksiniz.
Sevgili kardeşlerim! Bir insan halikını/yaratıcısını nasıl unutur? Yaradan bizi öylesine yaratmıştır ki O’na yönelmeden iç huzurunun oluşması mümkün değildir. Kur’an ifadesi ile: “ Kalpler ancak Allah’ı zikirle; Onu anmak ve yasalarını uygulamakla ile ruhsal tatmine erer.”
Allah’ı unutursan Rabbin de sana öz canını unutturur. Haşr sûresinin 19. âyetinde şöyle buyrulur:
“Sakın ha Allah’ı unutanlar gibi olmayın ki Allah da size kendi öz nefislerinizi unutturmasın. Allah’ı unutanlar doğru çizgiden sapmış olanlardır”
Sevgili kardeşlerim evet unutursak bize de öz canlarımız unutturulur.
Rabbini unuttuğu için öz canı kendisine unutturulan insan niçin yaratıldığını düşünemez, ebedi akıbetini düşünemez. Öğüt alamaz, ilahi azaptan kurtaracak ameller yapamaz, çıkar gütmeksizin insanların salahı için güzel ameller üretemez. O artık iç dünyasında yapayalnızdır. Kalbi zikrin aydınlığından yoksundur. Rabbinin armağanlarını ümit etmediği için gerçek amaçtan mahrumdur. Kur’an deyimi ile ‘dar bir hayata mahkûmdur.’
Rabbini unuttuğu için diğer varlıklara da yabancıdır. Güneşi, ayı, dağları, denizleri, bitkileri, hayvanları, hizmetine sunulmuş Allah’ı zikreden dost varlıklar olarak göremez. Bu nedenledir ki onun ölümü çevresindeki varlıklar için bir kurtuluş olur.
Sevgili kardeşlerim evet yalnızlaşıyoruz. Neden, çünkü Rabbimizi unutuyoruz. Rabbimiz de ceza olarak bize nefsimizi unutturuyor. İnsanların büyük çoğunluğuna sorun, “Niçin yaşıyorsun?” diye. “Amacın ne” deyin. Zengin olmaksa, meşhur olmaksa, zengin olanlar çıkmaz da, meşhur olanlar da mutsuz. Allah’ı unutursan yalnız dünyada nefsin sana unutturulmaz. Bir de işin ahiret faslı var ki ahiret azabı içinde unutulursun. Câsiye sûresinin 34. Ayetinde şöyle buyrulur:
“O gün o sorgulama gününde onlara şöyle denilecek, siz mi benim huzurumda sorgulanacağınızı unutmuştunuz, biz de sizi unutuyoruz. Dönüş yeriniz ateştir, hiçbir yardımcınız da olmayacaktır.
Çünkü siz Allah’ın ayetlerini, emirlerini ve yasaklarını oyun ve eğlence konusu edindiniz, arkanıza attınız. Bu dar-ı dünya sizi aldattı. Bu ateş azabından çıkarılacak da değilsiniz. Sizden mazeret de kabul edilmeyecek.
BİZE İYİLİK YAPAN İNSANLARI UNUTMAK
Yalnızlaşmamızın İkinci Ana Sebebi Aile Fertlerini Ve Bize İyilik Yapan İnsanları Unutmak ve Onların da Bizi Unutmasıdır
Sevgili kardeşlerim! Yalnızlaşmanın Allah’ı unutmak gibi bir yolu da Yaradan’ımızdan sonra bizim en yakınlarımızı oluşturan aile fertlerimizi ve bize iyilik yapan insanları unutmak, onları terk etmek ve sonuç olarak da onlar tarafından unutulmak ve terk edilmektir. Bu ikinci yalnızlık sebebine Allah’ın Nebisi/Resûlü Peygamberimiz Hz. Muhammed bir hadisleriyle dolaylı olarak şöylece açıklık getiriyor:
“Allah’ın öyle kulları vardır ki Allah onlara Rahmet nazarı ile bakmayacak, onları muhatap almayacak ve onları aklamayacaktır. Sordular:
‘Ya Resûlellah! Rabbimizin rahmetinden beri olacak bu insanlar kimlerdir?’ Şöyle buyurdular:
Onlar annesini, babasını unutanlar, onları onlara ilgisiz kalanlardır, çocuklarını unutup terk edenlerdir ve bir de iyilik gördüğü insanları unutarak onlara nankörlük yapan insanlardır.”
Ana babaya ihsan konusunda özel sohbetler yaptığımız hatırlanacaktır.
Annesini babasını unutanlar, evladından ne bekleyebilir? Annesini, babasını unutup terk eden insanlardan insanlık ne hayır görebilir?
Akıllı gibi görünen genç kadınlarımıza hayret ediyorum, adeta kocalarını annelerinden koparmaya çalışıyorlar! Annesine vefası olmayanın karısına vefası mı olur?
Hele hele Allah’ın ihsanı birer gönül çiçeği konumunda olan çocuklarını unutanlar, onların nafakalarını içkilere, kumarlara harcayanlar, onların ne yediği, ne içtiği, ne giydiği, nasıl yaşadığı ile ilgilenmeyen anneler, babalar… Bunlar insanlık çizgisini koruyabilir mi?
İşte seküler hayat böyle. 18 yaşından sonra anne de yok, baba da yok, evlat da yok.
Allah’a ve âhirete iman yoksa Cennete ve Cehenneme iman yoksa varlığımıza kodlanan özelliklerimiz bizi korumaz, koruyamaz. Yalnızlaşma kaçınılmaz olur.
ALİ RIZA DEMİRCAN