Mirat Haber Ajansı
Suudi veliaht prensi MBS iktidara gelince İngiliz ve İsrailli danışmanlarının kabul ettirdikleri fütüristik megakent Neom projesini benimsedi. Yapay bir ayı üstünde yükselecek ve uçan taksilerin sakinleri gezdireceği hayali kent Neom, insanlığın bir sonraki bölümü olarak tanıtıldı. Ancak gösterişli kapağının altında tehditler, zorla tahliyeler, dökülen kan ve Osmanlı’yı 1. Dünya Savaşında arkadan hançerleyen bir aşiret yatıyor.
Yunanca’da yeni kelimesinden adını alan Neom, Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz kıyı şeridinin en kuzeyindeki ülke büyüklüğünde bir alan üzerinde 500 milyar dolarlık (3.5 trilyon TL) şehir olacak. Geçen yıl sızdırılan strateji belgelerine göre, proje büyük bir “yapay ay”, karanlıkta parlayan plajlar, uçan taksiler, evlerde robotik uşaklar ve otomatik dinozorlarla bir cazibe kenti olacak. Ancak proje sahasının bir kısmı, Suudi devletinin kuruluşundan bu yana Suudi Arabistan, Ürdün ve Sina yarımadasını kapsayan Huveyt kabilesinin yaşam alanı. Kabilenin en az 20.000 üyesi proje nedeniyle tahliye ediliyor, gelecekte nerede yaşayacakları hakkında hiçbir bilgi verilmedi.
Huveyt kabilesi için Neom kendi kanları ve kemikleri üzerine inşa ediliyor. Huveytiler, Suudların zaten orada yaşayan insanları projeye dahil etmeyi planlamadıklarını belirtiyor ve bunun turistler ve parası olan insanlar için olduğunu anlatıyor. Bu yıl kabilelerin zorla tahliye edilmesine yönelik eleştirilerin sözcüsü haline gelen Abdurrahim el-Huveyti’nin 13 Nisan’da polis tarafından öldürülmesi, kabile ile krallığın kalkınma planları arasındaki gerginliği ortaya koydu ve MBS devletinin ağzını açan herkesin aynı muameleye maruz kalacağına dair bir örnek oluşturdu. Bu hafta kabilenin sekiz üyesi daha tutuklandı. Huveytiler için Neom geleceğin değil, Suudi insan hakları ihlallerinin göstergesi.