islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,7356
EURO
36,5484
ALTIN
2.951,32
BIST
9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
11°C
İstanbul
11°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
12°C
Perşembe Çok Bulutlu
14°C
Cuma Az Bulutlu
13°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C

Yaratılış yüceliği yetmez, İslâm da gereklidir I

Yaratılış yüceliği yetmez, İslâm da gereklidir I
26 Şubat 2021 10:14
A+
A-

Ali Rıza Demircan

İki günlük bu yazı dizisi bir televizyon sohbetimizin deşifre ve tashih edilmiş şeklidir.

Bismillahirrahmanirrahim

Bizleri denemeye uğratmak için hakka ve batılılara güzelliklere ve çirkinliklere eğilimli olarak yaratan yüce Allah’ımıza hamd ederim.

“Allah’a inandım de sonra da dosdoğru ol” buyurarak bizlere yaşam ilkelerimizi özetleyen Aziz Peygamberimiz Biricik Hayat önderimiz Hazreti Muhammed’e salat ve selam ederim.

Bu sohbetimize “Fıtrat Yetmez İslâm da Gereklidir” konusunu incelemeye çalışacağız.

Renkleri, dilleri ve dinleri farklı insanlar nasıl birleşebiliyorlar?

Güzel kardeşlerim yeryüzündeki insanlara bir bakalım:

 Onların coğrafyaları, renkleri, dilleri farklı; dinleri, akli ve ilmi donanımları ve kabiliyetleri farklı; cinsiyetleri ve görüntüleri de farklıdır. Böyle iken -altını bir daha çizelim-yaşadıkları bölgeleri, renkleri, diller ve dinleri … farklı olan bu insanlar bazı insani değerlerde ittifak edebiliyorlar.

Mesela yargıda ve sosyal hayatta adalet, adalet, adalet diyorlar.

Farklılıklarına rağmen bitkileri, böcekleri ve hayvanlarıyla doğal bitki örtüsünün korunması yolunda yani çevrecilikle birleşebiliyorlar.

 İnsan öldürmeye ölüm cezası veya ağır cezalar verilmesi konusunda ittifak edebiliyorlar.

 Evet, bunca farklılıklarına rağmen dünyanın değişik bölgelerinde, kuzeyinde, güneyinde, doğusunda ve batısında farklı mı farklı olan insanlar felaketzedelere, yoksullara yardım edilmesi gereğini kabulleniyorlar.

 Uyuşturucu ve alkollü alkol karşıtlığında birleşebiliyorlar.

 Biyolojik, kimyasal, nükleer kitle imha silahlarına aklı başında insanlar olarak tavır koyabiliyorlar.

Yüzlerce karşıt çalışmalara ve aleyhte propagandalara rağmen dünyanın hemen hemen her yerinde ve eşcinselliğe karşı tavır alabiliyor.

 İşgal ve kaynakları sömürü amaçlı savaşa hayır diyorlar.

 Sevgili kardeşlerim, İngiliz aklı öncülüğünde dünyamızın büyük anarşist devletlerinden biri olan Amerika’da bile halk, yönetimlerin aldığı zulmedici kararları protesto edebiliyor. İsrail’in Filistinlilere yaptığı bunca büyük zulümler ortada ama İsrail’in zulümlerine karşı çıkan Yahudiler/Museviler de var.

Peki, bu birleşme nasıl oluyor? Aleyhteki şartlara rağmen, şeytani telkinlere, medyasal propagandalara ve çevresel baskılara rağmen değişik bölgelerde yaşayan farklı renkli dilli ve inançlı insanlar, saydığımız değerler üzerinde nasıl birleşebiliyorlar? Bunu nasıl izah edeceğiz?

Ateistler-Deistler Ahlâklı Olabilir mi?

Soruyu şöyle de sorabiliriz İslam dininin inançlısı olmayan örneğin maddeci veya deist kişiler bir takım erdemlerin ve ahlakî güzelliklerin sahibi olabilir mi?

Olabilir ise peki bunu nasıl izah edeceğiz? Problem tam da buradadır.

Sevgili kardeşlerim, bunu izah edebilmemiz için önce insanı tanımamız lazım. İnsanı tanıyamadığımız sürece bu soruya cevap veremeyiz.

Görünürde bütün ilmi çalışmalar insanlar için yapılıyor. Bütün hukuksal faaliyetler, fabrikasyon üretimler, tıbbi gelişmeler insan amaçlı olarak yapılıyor. Fakat insan nedir sorusuna, insanı konu alan çalışmalar da cevap veremiyor. Cevap verebilecek tek kaynak insanı yaratan Allah’tır. Onun açıklamalarını içine son İlahi i Kitap Kur’ân-ı Kerîm’dir.

Bunun için insan gerçekte değer ifade etmiyor.

Bilimsel tahminlere göre 7-8 milyonu aşkın türde canlı var. Ha insan ha lağım faresi, ha insan ha kobra yılan… Uygulamaya bakarsanız insan çok çok daha zalim. Çünkü hangi zehirli yılan, hangi aslan, hangi timsah birden onlarca kişiyi öldürebilir? Canavar olarak niteleyebileceğimiz hangi yaratık Japonya’da görüldüğü gibi nükleer bir silahla onbinlerce – yüzbinlerce insanı öldürebilir?

İnsanı tanımak lazım ama insan tanınmıyor/tanınamıyor

Kur’ân’a Göre İnsan

Yüce Allah’ın nihai mesajlarını içeren Kur’ân’a göre insan en güzel kıvamda yaratılmıştır. Melekler dahil yaratıkların büyük çoğunluğuna üstün halk edilmiştir. Yeryüzündeki dağlar, denizler, bitkiler, ovalar, hayvanlar, madenler hepsi insan içindir/insan için yaratılmıştır. Muhtaç olduğumuz, bitkiler sebzeler-meyveler hava- su ve diğer pek nimetler… İhtiyaç duyduğumuz bütün bu varlıklar Rabbimiz tarafından bizim için planlı ve programlı bir şekilde yaratılmıştır.

Yaratan böylesine mükemmel yarattığı biz insanları denemeye tabi tutmayı dilemiş, dilediği için de bizi imana ve inkâra, adalete ve zulme, sevgiye ve nefrete, yardıma ve sömürüye, affa ve İntikama eğilimli yaratmış, bu zıt değerleri varlığımıza kodlamıştır. Yani insan hakka ve batıllara, güzelliklere ve çirkinliklere, eğilimli olan bir varlıktır. Zirvelere tırmanabileceği gibi dipsiz çukurlara da yuvarlanabilir.

İnsan ve İslâm örtüşmesi

İslâm Allah’ın insanlığa gönderdiği tek dindir. O bütün peygamberlerin ve kutsal kitapların ortak tebliğidir. İnsanı yaratan ve insan için İslâm ile yasa koyan yalnızca Allah olduğu için, İslâm insan doğası ile örtüşür. İnsan, doğasına kodlanan güzellikleri ve İslâm’ı yaşamakla dünya ve ahiret saadetini sağlamakla yükümlüdür.

Evet Rabbimiz denemeye denemeyi dilediği için bu zıt değerleri varlığımıza kodlamıştır. Beled Sûresinde şöyle buyuruluyor:

“Biz insana iki göz bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) gösterdik . Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.“

Şems Sûresi’nde de şöyle buyruluyor:

 “İnsanı yaratan ve onu şekillendiren Yaradana hamd olsun. Allah insana fücuru ve takvayı, iyilikleri ve güzellikleri, çirkinlikleri ve eğrilikleri, hakkı ve batılları kodlamıştır. Kodlamıştır da her kim o güzellikleri ortaya çıkarır, nefsini arındırırsa işte o zaman felah bulmuştur. Nefsini pisliği bulaştıran da kayba uğramıştır.“

Sevgili kardeşlerim, insan böyle yaradılıştan mükemmeldir, toplumsal hayat süren bir varlıktır. Ama fıtratı koruyacak, besleyecek ve geliştirecek İslâma yönelemediği için fıtrat düzenini çökertebilir.

Sevgili kardeşlerim pekiyi, soruyu tekrarlayalım; Allah’a inanan ve inanmayan, İslâmi çizgide olan ve olmayan, isyankâr olan ve olmayan, farklı inançlar da bir kısmı tamamen ateist ve deist olan bu inşanlar nasıl örneklendirdiğimiz güzelliklerde birleşebiliyorlar?

Bunun cevabı insanın Allah tarafından varlığına kodlanan fıtrat düzenidir. İnsan inancı ne olursa olsun insan olarak yaratıldığında varlığına kodlanan fıtratıyla güzellikleri kavrıyor. Örneğin yoksula, hastaya yardım eli uzatıldığında ruhunda mutluluk duyuyor, içten içe güzellikleri yaşıyor.

İnsan bütün güzellikleri, ceza ve mükâfatı kavrayamaz

Maddeci bir insan evet güzellikleri kavrar ama bütün güzellikleri kavrayamaz. Tüm çirkinlikleri idrak edemez. Değişik etkiler altında güzellikleri çirkinlik, çirkinlikleri güzellik olarak algılayabilir. Bu tehlike var.

İnsan İslâm’ı rehber edinmezse güzellikleri yaşamanın görevi olup olmadığını, algıladığı kötülükler ve çirkinliklerden kaçınılması gereğini idrak edemez. Daha da önemlisi güzellikleri yaşamanın mükâfatı, çirkinlikten kaçınmamanın cezası olup olmayacağını bilemez.

Ali Rıza Demircan /devam edecek

Yorumlar
  1. Ali dedi ki:

    Üstadım! Keşke yazınızda Kur’an’dan ayet kümelerini de yazmış olsaydınız. BELED ve ŞEMS surelerinden verdiğiniz ayetleri numaralarını da yazmış olsaydınız keşke. Mesela FITRAT ile ilgili (30)RUM SURESİ-30: “İmdi sen, varlığını her tür sapmadan uzaklaşarak tümüyle doğru ve asıl dine, Allah`ın insanlığın özüne yaratılıştan nakşettiği FITRATA çevir; (ta ki) Allah`ın yarattığında olumsuz bir değişme olmasın: işte, değer (odaklı) gerçek Din`in (amacı) budur ve fakat insanların çoğu bilmiyorlar.” … Ayrıca FÂTIR 35/1, ŞEMS 91/8, BAKARA 2/205, EN’ÂM 6/79 vs. gibi ayetler de yer alabilirdi.