islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5077
EURO
36,4331
ALTIN
2.962,75
BIST
9.144,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Yasaldır, Ama Hukuki midir???

Yasaldır, Ama Hukuki midir???
23 Mart 2018 07:53
A+
A-

Kıymetli okuyucum, bu yazımda bazı sorular sormayı ve onlar üzerinde düşünmemizi isteyeceğim.

Mesela; tirilyonlarca bir servete sahip olup haremlerde yani yatay veya dikey olarak inşa edilen çağdaş villalar ve malikânelerde yaşama hakkımızyasal olabilir.

Ama dünyamızda milyonla insan evsiz ve barksızken, açlık ve sefalet içindeyken bu haremlerde, dünyadan habersiz saltanat sürmek helal olabilir mi?.

Meselâ, bu haremlerde saltanat sürerken, klimalarınızdaki cihazların sürekli pompaladığı gülsuyunu koklamamız, duvarlarımızı milyonlarca liralık tablolarla süslememiz, banyo ve WC’lerimizi en nadide swarovski taşlarla süslememiz, orada Louis Vuittonmarka tuvalet kağıtlarıyla taharetlenmemiz ve dahi bu haremlerde altın kaplama musluklardan yıkanmamız yasal olabilir, ama helal olabilir mi??

Meselâ, bu haremlerimizi, dünyanın en ünlü iç mimarlarına dizayn ettirmemiz, teknolojinin ve elektroniğin en son imkânlarından yararlanmamız, düğmeye bastığımızda salonumuzun hemen sohbet salonu oluvermesi; ikinci kez tekrar düğmeye bastığınızda asansörlü bir mescide dönüşüvermesi yasal olabilir, ama böylesi bir lüks hayat, helal midir??

Meselâ, odalardaki süpürgeliklerimizin, metresi 350 Euro olan Avrupai prada kumaşlarla kaplatılması; gardroplarımızın, İtalya’dan, Fransa’dan aldığımız takım takım elbise ve çantalarla lebalep doldurulması da yasal olabilir, ama helal midir??

Bir vakfiyeyi (arazi, bina vs.), resmi organlar yasal yollardan satışa çıkarabilir. O mekânı satın alarak tapu sahibi olabiliriz; bu, yasaldır. Ama helal midir?

Mesela, daha çok kazanmak amacıyla asrın vebası olan kansere bulunan çareyi erteleyen bir şirketin tavrı yasal olabilir, ama bu yolla kazandıkları HELAL değildir.

Meselâ, “dokuz kula bir pul, bir kula dokuz pulu reva gören bir paylaşım sistemi yasal olabilir, ama böylesi bir paylaşım HELAL değildir.

 Meselâ, vahşisinden tutun da TURBO’suna varıncaya dek kapitalizmin her çeşit uygulaması yasal olabilir. Ama helal olabilir mi??

Meselâ, kuzu kuzu verginizi ödeyip kârhane çalıştırabilirsiniz, ama buradan kazandığınız HELAL midir?

Yine verginizi ödeyip, insanların sağlığına zararlı, akıllarına ziyan verici maddeler satarak kazanç elde etmeniz yasal olabilir, ama HELAL midir?

Mesela, komşusu açken tok yatmayı yeğleyen bir insanın bu davranışı yasal olabilir, ama HELAL midir??..

A. Alatlı Hanımefendi Demişti ki;

Evet, Hanımefendi, bir toplantıda yaptığı konuşmada bu örnekleri genişleterek şöyle dillendirmişti:

“ Müflis (iflas eden) bir kardeşinin malını haraç mezat çok ucuz fiyatlara satın almanız yasal olabilir, ama HELAL değildir.

Bir imalatçının, piyasaya sürdüğü gıda ürününe raf ömrünü uzatmak amacıyla koyduğu kanserojen maddeler yasal olabilir, ama HELAL değildir.

Bir inşaat için imar ruhsatı alan müteahhidin, şehrin ufkunu ihlal etmesi yasal olabilir, ama HELAL değildir.

Güçlü bir petrol şirketinin, gücünü kullanarak ucuz bir enerji türünün piyasaya sürülmesini engellemesi yasal olabilir, ama HELAL değildir.

 21. Yüzyılın en yaman toplum projesi, yasal olanla helal olanı örtüştürmek olmalıdır…..

 Zorundayız

Evet, bu örnekleri çoğaltabiliriz. Öyle davranışlarımız vardır ki, çoğu zaman yasaldırlar, ama helal ve hukuki olmayabilirler. Onları hukuki hale getirmek için helalleştirmekve dahi helalleşmekzorundayız.

Helalleşmek o denli güzeldir ki, mahkemelerde hâkim huzurunda bir davayı kazanmış olmaktan daha üstündür.

 Evet, evet, bizler yasal olanla, helal olanı örtüştürmek zorundayız. Kapitalizmin her çeşidine alternatif projeler üretmek zorundayız.

Yasaların tanıdığı haklardan yararlanırken, Yaradan’ın koyduğu yasaları da düşünmek zorundayız.

Allah Rasulü(s.a.s)’ne atfedilen “Müftüler, fetva verseler de sen, yine kalbine danış.” (1)Uyarısını da düşünmek zorundayız..

Ecdadımızın sadaka ve zekât vermekte güçlük çektiği dönemleri hatırlayıp maddi ve manevi açıdan kadim değerlerimizi canlandırmak zorundayız.

Kadim değerlerle rabıtası (bağlantısı) kesilen özgürlüklerin, şerden yana bükülmelerini önlemenin yollarını bulmak zorundayız.

Yasaların tanıdığı haklardan insanlık veya Allah adına feragat etmenin garipsenmediği bir düzen getirmek zorundayız..

Halkın Çocukları

Bu bağlamda şunu da hatırlamak ve hatırlatmak zorundayız. Gerek yerel gerekse genel ülke yönetimine talip olan Halkın Çocukları, aziz vatanımızı, açlığın, sefaletin, evsizliğin, aşsız ve işsizliğin olmadığı bir ülke haline getirmek zorunda olduklarını unutmamalıdırlar.

Halkın çocukları, tüm vatan sathında sevgi, saygı, diğergamlık kokan meltem rüzgârlarını estirmek zorundadırlar.

Onlar, kılı kırk yararcasına Hak’tan ve hukuktan yana olabilmenin yollarını aramak zorundadırlar.

Onlar, MLS çayını içmekten, yani MAKAM ve dolgun Maaşın, beleş LOJMAN ve SEKRETERYA’nın verdiği şımarıklıktan ve duyarsızlıktan şiddetle kaçınmak zorundadırlar.

Ve onlar, tarihi kayıtlarımızda yer alan şu anekdotu her daim hatırlamak ve gereğine göre hareket etmek zorundadırlar:

“Hz. Ömer (r.a), Bişr b. Asımı (r.a), Hevazin ( bölgesine) zekât memuru olarak görevlendirdi. Ama Bişr, görevine başlamayı geciktirdi. Hz. Ömer onu Medine’de görünce sordu:
– Bişr! Niçin göreve başlamadınız? Artık sözümüz dinlenmez mi oldu?
Bişr kendini savundu:
– “ Sizi dinleyip itaat edeceğimden şüpheniz olmasın (efendim. Size şunu hatırlatayım ki,) ben, Resulullah’ın şöyle dediğini duydum:
Müslümanların bir işini üstlenen kişi, hesap günü cehennemin üzerindekiköprüye getirilerek orada durdurulur. Eğer görevini dürüstçe yapmış ise kurtulur. Ama görevini hakkıyla yapmamış ise
köprüdeki bulunduğu nokta delinir ve cehenneme düşer
..”

Bişr’in bu cevabı, Koca Ömer’i (r.a.) oldukça duygulandırdı. Düşünceli bir halde oradan ayrıldı ve yolda ilerlerken bu sefer Ebu Zer (r.a.) ile karşılaştı. Ömer’i hüzünlü gören Ebu Zer sordu:
– Ya Ömer! Sizi mahzun görüyorum. Hayırdır, neyiniz var?
– Nasıl üzülmeyeyim ki ey Ebu Zer? Bişr, bana Allah resulünden bir hadis nakletti ve dedi ki: “………………”
Ebu Zer tebessümle sordu:
– Ey Ömer! Siz bunu duymamış mıydınız?
– Hayır, duymadım Ebu Zer!
– Ben de Allah Resulünün şöyle dediğini duydum.
“ Bir insanı, Müslümanlara memur olarak atayan kişi, kıyamet günü Sırat’a getirilir. Şayet atadığı kişi liyakatli ise kurtulur. Liyakatsiz ise bulunduğu yer delinir ve cehennemi boylar… “

Ne dersin Ya Ömer? Bunun hangisi sizi etkiler?”

Değerli okuyucu, yazımızı iki ayet meali ile bitirelim mi?

“Ey iman edenler, Allah’ın size helal kıldığı temiz şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez.” (Maide, 5/87)

“De ki: “Allah’ın kulları için çıkardığı temiz, hoş ziynet ve rızklardan bir kısmını haram kılan kimdir?” De ki: “Bunlar, dünya hayatında iman edenlerindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgü olacaklardır.” Anlama – kavrama yeteneği olanlar için bu mesajları Biz işte böyle açıklıyoruz.” A’raf, 7/32)


Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.