EDİTÖRDEN

Yaşlıların Kristalize Zekâsı Ne İşe Yarar?

Değerli okuyucularım;

Bilimsel dergileri tâkip etmek gerekir. İnsana dair yeni bilgiler, sizin ufkunuzu açar. Bu bağlamda Karatahta Dergisinde Dr. Yunus Köleoğlu’na ait “Yaşlı İşgörenlerin Katma Değerinin Etmenleri ve Çalışma Hayatına Etkileri” başlığı taşıya makalesi dikkatimi çekti.

Burada, ben de artık 60 yaşıma ulaştığım için, 50 yaşın üzerinde olan işsiz işgücünün emek piyasasında iş bulmalarında en sık karşılaştıkları engellerin başında kendileri hakkında genelde işverenler tarafından ortaya atılan çalışma performanslarının düşük olduğu yönündeki iddialardan bahsedilmektedir. İşte bu önyargılı bakış sebebiyle birçok yaşlı işgücünün istihdamı o kadar kolay olmamaktadır.

Halbuki işgücünün çalışma performansının yaş ilerledikçe fiziksel ve duygusal yönden azaldığına dair laboratuvar ortamında deneysel olarak yapılmış olan eksilme modeline dair iddiaların gerçek çalışma hayatı ile tam olarak bağdaşmadığı ve yaşlanma ile çalışma performansı arasında direkt bir bağın bulunmadığı, birçok araştırmacı tarafından kanıtlanabilmiştir.

Burada ağırlıklı olarak yaşlı işgörenlerin zihinsel ve bilişsel performans becerileri üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda zihinsel/bilişsel performans becerilerinin genetik kökenli akıcı ve kristalize zekâ kavramı önem arz etmektedir.

Yaşlılarda Akıcı ve Kristalize Zekâ

Akıcı zekâ deneyimi, durumlara uyum becerisi, sonuç odaklı düşünme, karmaşık ilişkileri tanımlayabilme, kavramaya dayalı olarak çıkarımlar oluşturabilme, bilgi işlemdeki hız ve sorun çözme kabiliyetini temsil ederken, kristalize zekâ, birikmiş kelime hazinesi, bilgi ve tecrübenin genişliği, kavrama ve bilgeliğe dayanan sorun çözme yol ve yöntemlerine işarettir

Yaşlanma sürecinde ve yaşlılıkta akıcı ve kristalize zekânın gelişimi birbirinden farklıdır. Akıcı zekâ belirli bir yaştan sonra (ortalama olarak 35 yaşında) tedrici olarak gerilirken, beyinde depolanan bilgileri içeren kristalize zekâ düzeyi artışı az da olsa devam etmektedir

Ancak çalışan işgücü, yaşlanma sürecinde akıcı zekâ düzeyinde meydana gelen doğal düşüşü, kristalize zekânın sunduğu hayat bilgi ve tecrübesi ile telafi edip ortalama zekâ performansını koruyabilmektedir. Yani C. Hak, hikmetinin bir gereği olarak, bir taraftan yaşlanmaya bağlı olarak daha önce vermiş olduğu bir nimetini geri alırken, diğer taraftan da yaşlılık hâlinde de kişilerin üstün performans gösterebilmeleri için, alternatif veya tamamlayıcı nimetler de vermeye devam etmektedir.

Genelde genç işgücünde akıcı zekâ ortalaması 35-40 yaşlarına kadar sistematik olarak yaşlı işgücünden daha yüksek çıkmakta ancak kristalize zekâ bu yaşlardan sonra yaşlı işgücüne göre nispeten daha düşüktür. Böylece yaşlanmakta olan işgörenler, yüksek kristalize zekâ sayesinde çalışma performanslarını koruyabilmektedir. Yaşlılıkta akıcı zekâ yani bilgi işlem hızı ve birden fazla işi aynı anda yapma becerisi gibi bilişsel performanslar nispeten düşse de yaşlı işgücü, genç işgücüne göre meselelere ve işlere daha çok ve daha dikkatli bir şekilde yoğunlaşabilmektedir.

Dolayısıyla her ne kadar bazı yaşlı işçilerde öğrenme ve kendini geliştirme isteğinde bir azalma olsa da kristalize zekâ becerilerine bağlı olarak yaşlılar, eğitim öğretim bağlamında yeni meslekî geliştirme programlarına bile başarılı bir şekilde katılabilir. Kaldı ki yaşlılarda duygusal zekâ ve duygusal yetenek de hayli gelişmiştir. Duygusal zekâ, aklın yanında özellikle sosyal ilişkilerde duygusal ve sosyal yetenek gösteren, neyin doğru olduğunu rahatlıkla kavrayabilen bir zekâ türüdür. Duygusal zekâsı yüksek olan insanlar, sosyal açıdan dengeli, dışa dönük neşeli, korkaklığa ve strese yatkınlığı olmayan kimselerdir. İnsanlara ve işe bağlanma, duygularını doğrudan dile getirme, sorumluluk alma, etik bir görüşe sahip olma, hayata olumlu bakma, hayatta bir anlam bulma hususiyetleri dikkat çekmektedir.

Ayrıca toplumun üyeleriyle ilişkilerinin devamını sağlayabilmek için gerekli olan sosyal yetenek de duygusal zekânın bir dış yansımasıdır. Duygusal yetenek, bu açıdan sosyal yeteneği meydana getiren bir iç kaynaktır. Duygusal yetenek, karmaşık dünyanın kompleks sorunlarıyla baş edebilmede ve hayatı duygusal denge için yürütebilme becerisidir.

Bilgeliğe ve bilişselliğe açılan bir kapı olarak görülen yaşlılık sürecine girmiş olan işgörenlerde duygusal uyum, gençlere göre daha gelişmiştir. Yaşlı işgörenler, sağduyulu ve bilinçli davranmayı müsaade eden sağlıklı bir ruh haline sahip olmanın avantajı ile değişik olumlu ve olumsuz uyarılarına rağmen genelde duygularını kontrol altında tutulabilme becerisini gösterebilmektedir. Çalışma hayatında ve sürecinde heyecan ve öfke gibi duygusal tepkilerin normal ölçülerde sergilenmesi, çatışma ortamına sebep olacak tavırlardan sakınılması, stresin yönetimi ve duyguların değişen hayat ve çalışma şartlarına uyum sağlayabilmesi, işyerinde aranan önemli bir katma değerdir.

Dr. Yunus Köleoğlu, makalesinde bu bağlamda duygusal zekâ kavramını popüler hale getiren Goleman’a atıfta bulunarak, duygusal zekânın duygusallığın ötesinde karakter, içgüdüsel değerler, kişilik yani maneviyat ile yakından ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. İşte bu insanî özellikler, gelecekte çalışma hayatının ahenkli bir şekilde sürdürebilirliğin temel taşlarıdır. Nitekim yaşlı işgücünün duygusallığına ve kişiliğine önem verilen ülkelerde 55-64 yaş grubuna giren işgörenlerin istihdam oranı, % 70’in üzerinde seyretmektedir.

O halde ülkemizde de yaşlıdır diye insanlarımızı dışlamayalım, tam aksine yaşlılık hâlinde dahî onların kristalize ve duygusal zekâlarından, tecrübelerinden ve şahsiyetlerinden yararlanmak suretiyle onları emek piyasasında işgücü olarak değerlendirelim ve toplumsal kalkınmaya destek verebilen önemli büyüklerimiz olarak görelim. Yaşlılarına hürmet etmeyen, onları toplum hayatından uzaklaştıran bir milletten hayır gelmeyeceği gibi ülkeye de bir faydası olmaz. Unutmayalım; yaşlı dostu bir ülke oluşturmak, dinimizin de bir emridir.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

3 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

4 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

7 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

8 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

9 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

10 saat ago