islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4690
EURO
36,3690
ALTIN
2.962,53
BIST
9.277,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Yaşlılıkta Huzurlu Olmanın Manevî Sırları

Yaşlılıkta Huzurlu Olmanın Manevî Sırları
A+
A-

Türkiye’de Mutlu Olan Yaşlıların Oranı Yüzde 61

Türkiye İstatistik Kurumu 2018 yılına ilişkin ‘İstatistiklerle Yaşlılar’ çalışmasının sonuçlarını açıkladı. Buna göre, 2014 yılında 6 milyon 192 bin kişi olan yaşlı nüfus 5 yılda yüzde 16 artış göstererek geçen yıl 7 milyon 186 bin kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2014 yılında yüzde 8 iken, geçen yıl yüzde 8,8’e yükseldi. Yaşlı nüfusun yüzde 44,1’ini erkekler, yüzde 55,9’unu kadınlar oluşturdu.

Mutlu olduğunu beyan eden yaşlı bireylerin oranı 2017 yılında yüzde 66,1 iken, 2018 yılında yüzde 61,2’ye düştü. Genel mutluluk düzeyi cinsiyete göre incelendiğinde, 2018 yılında yaşlı erkeklerin yüzde 60,1’i, yaşlı kadınların ise yüzde 62,1’i mutlu olduğunu beyan etti. Yaşlı bireylerin 2018 yılında en önemli mutluluk kaynağı yüzde 71 ile aileleri ve yüzde 14,4 ile çocukları oldu.

Yaşlılıkta Huzurlu Olmanın Manevî Sırları

Dünyaya gelen her insan, zamanla yaşlanacaktır. Aslında her şey, yaşlanmaya mahkûmdur. Gece ve gündüz yaşlandığı gibi, yıllar ve buna binaen hayat ve dünya da yaşlanmaktadır. İleri yaşlılık, artık dünyadan da sevdiklerimizden de ayrılma zamanının da geldiğinin bir işaretidir. Bu ümitsiz durum, yaşlı insana hüzün verebilir ve hatta onu sarsabilir de. Ne var ki Rahman ve Rahim olan Allah’ın ilahî lütfunu ve merhametini kalbimizde hissettiğimizde yalnızlık hissimiz birden teselli nuruna dönüşebilmektedir. Gittikçe yalnızlaştığımız bir dönemde Yaratanımızın rahmetini içimizde hissetmek, her zaman en etkili huzur kaynağımızdır. Peki, yaşlılık halimizde de sadece geçici bir mutluluk hissi değil kalıcı bir huzur sağlayan bu rahmeti nasıl elde edebiliriz?

Tazelenmiş imanla her yaşlı Allah’a sığınmak, O’na intisap etmek ve O’na itaat etmek suretiyle kalben büyük bir ferahlık hissedecektir. Öbür âleme göç etme vaktinin geldiğini sükûnetle karşılayacaktır. Çünkü bize karanlık gibi görünen berzah âlemi, kaybettiklerimizin ve yeniden kavuşmak istediğimiz dostlarımızın bulunduğu menzildir. Salih amellerimizle görme ümidini taşıdığımız Habibullah’ın (sav) bizi beklediği âlemdir. Evet, iman dolu kalbiyle son yolculuğa hazırlık yapan yaşlılarımız, daha dünyada iken bile “ümmetî ümmetî” diyen Peygamberimizin (sav) bizzat elinden içecekleri Kevser şerbetinin bulunduğu âleme gitme aşkı ile ufka doğru bakar. İşte son Peygamber’in (sav) manevî koruma altına girmenin tek yolu, Kuran ve Sünnete samimiyetle bağlılıktır.

Kuran ve Sünnet ekseninde tam takva üzerine yaşayarak yaşlananlar, ümitsizliğe kapılmaz. Çünkü ahirete iman, teslimiyet ve tevekkül sayesinde her derde bir deva, her zulmete bir ziya ve her bir hastalığa bir rahmet nazarıyla bakarlar. Bâki olan ahiretin varlığına, ahiretin de kedersiz ve dünyadan daha güzel oluğunun dışında bizi yaratan Allah’ın hem Hakîm hem Rahîm olduğuna bütün kalbimizle inandığımıza göre öyle ise geçici bir dönem olan yaşlılıktan hiç şikâyet edilebilir mi? Tam tersine yaşlılık, kulluk görevlerimizin tamamlandığı bir döneme girmesi hasebiyle vazife-i hayattan terhis ve âlem-i rahmete istirahat için gitmeye bir işaret olması hasebiyle yaşlılığımızdan memnun olup huzur duymalıyız.

Acizlik ve hastalıklar içinde de geçse imanlı bir yaşlılık dönemi, âlem-i nurun kapısına yaklaştığımızı gösterir ve ebedî saadet yurduna son hazırlıklarımızı yapmamızı bize telkin eder. Nur-u iman ile bir yaşlı, istikbalin en uzak dağlarına kadar çıkar, manevî ufkunu görebilir ve dünyevî kaygı ve korkularını yenebilir. Bu imanî bakışla herkesi korkutan, en korkunç tevehhüm edilen ölümün yüzü, zahirî boyutuyla her ne kadar karanlık ve çirkin görünse de imanlı bir yaşlı için, nuranîdir. Manevî güzellikleriyle ölüm, idam değil, ayrılık değil ama ebedî hayatın güzel bir başlangıcı ve dünyevî zahmetlerin zerresi dahî olmayan bir tebdil-i mekândır.

İşte günümüzün gençleri de ileri de ölümün hakikî güzel simasını görmek istiyorlarsa, şimdiden imana sarılmalı ve beş vakit namazlarıyla geleceğin yolculuğuna sağlam adımlarla atmalıdır. Aksi takdirde gençliğin mahiyetini bilmeden yaşlananlar, zevk ve eğlence ile dolu gençliklerine üzüleceklerdir. Halbuki imanlı bir gençlik, hem dünyevî, hem de uhrevî kurtuluş için, güzel bir vesiledir. Gençlikte iman, istikamet, iffet ve takva, yaşlılıkta manevî zirveye ulaşır ve imanını koruyabilmiş yaşlılar, gençliğin gitmesinden ötürü üzülmez tam aksine gençliğin mazide kalmasından dolayı mutlu olur ve ölümü huzurla karşılar.

Velhâsıl-ı Kelâm

İmanlı yaşlılar, bireysel olarak huzur içinde yaşadıkları gibi toplumsal olarak manevî ve sosyal sermayemizi de ziyadeleştirir. Peygamberimizin (sav)
“Eğer takva sahibi gençler, beli bükülmüş yaşlılar, süt emen çocuklar, yayılan hayvanlar olmasaydı, belalar sel gibi üstünüze dökülecekti.” (Taberani, el-Evsat, 7/134)
sözü, bu hakikate işarettir.

Madem ileri yaşlılıktaki fizyolojik ve biyolojik acziyet, bu derece ilahî rahmetin celbine vesile oluyor o halde bize düşen görev, bu manevî bakışla gençlerimizin imanlı olarak yetişmelerinin ve yaşlanmalarının yolunu göstermek ve yaşlanan insanlarımızı sevgi ve hürmetle korumaktır. Böyle bir toplumda sadece yaşlılar huzurlu olmayacak, bütün fertler o huzur ikliminden nasibini alacaktır.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.