Önce ODATV’nin 02 Mart Perşembe 2023 tarihli yorumlu haberinin çok kısa bir özetini okuyalım:
“Yeni Türkiye… Taciz bir, imam hatip esprisi 3 yıl
Ece Ronay Bilir’i taciz ve tehdit ettiği iddiasıyla yargılanan Mehmet Ali Erbil, 4 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Şarkıcı Gülşen’in ise İmam Hatiplilerle ilgili yaptığı bir espriden dolayı 3 yıl hapsi isteniyor.”
YORUMUMUZ
Defalarca dile getirdim. Özgürlükçü geçinen ve üstelik savunur gibi görünen ODATV yöneticileri ve benzerleri, İslam ve bilgili – bilinçli Müslümanlar söz konusu olduğunda asla tarafsız davranmazlar. Yerme ve küçük düşürmeyi amaç edinirler. Diledikleri gibi yorumlayabilmeleri için onlara Cübbeli gibi hurafeci vasfı ağır basan tipler lazım.
Bizi tanıyanlar bilirler, İslam’ı Bir Hayatı Düzeni olarak göremedikleri için İslam’a hizmet eder olmaktan çok jakoben laikliğe/ Kamâlizm’e boyun eğen AKP iktidarını eleştiririz.
Ama ODATV’ciler İslam’ın toplumsal hayatta yüzeysel bir görünüm kazanmasını bile içselleştiremedikleri ve eski Türkiye’deki gibi at koşturamadıkları için AKP iktidarının temsil ettiğini varsaydıkları yeni Türkiye’yi yererler.
Şarkıcı Gülşen’e, İmam Hatiplilerle ilgili yaptığı bir espriden dolayı 3 yıl hapis istenmesini aleyhte delil olarak kullanırlar.
Eski ve Yeni Türkiye mukayesesi yapılacaksa onu Ali Rıza Demircan’a sorsunlar.
Yazılarım ve konferanslarımdan ötürü iki defa Ağır Ceza, dört defa Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde ve bir defa da Asliye Ceza’da yargılandım.
(Yargılanmalarımla ilgili genişçe bilgi ve belgeler için “Bir Kuşluk Vakti’nde GÜZEL KUL OLMA MÜCADELEM” isimli hatıratıma bakılabilir.)
Şimdi de ODATV’nin tam bir düşünce özgürlüğü karşıtı Kamâlistliğinin mağduruyum. Gerçeklerin dile getirilmesine tahammülleri yoktur. Atalarını aşağılama iftirası ile hakkımda yaptıkları haber ve yandaşlarının eylemi sebebiyle Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verdim. Yüzleri varsa utansınlar.
Bunlar özgürlükleri kendileri için isterler. Bizler dün yargılanıyorduk. Bu gün de 5816 ve benzeri yasalarla tehdit altındayız.
Eski Türkiye daha özgürlükçü idi öyle mi? Güldürmeyin beni.
İyice bilinmesini isteriz ki, bizi denemeye uğratan Rabbimiz dilediği için biz özgürlüklerden yanayız. İşte belgeleri:
{ “ Ey Yükümlü insan! Şayet Rabb’in insanları zorla imana getirmek isteseydi, yeryüzünde ne kadar insan varsa hepsi çoktan iman etmiş olurdu. Fakat O, insanların kendi özgür iradeleriyle imanı seçmelerini istedi. O hâlde, göz göre göre küfrü tercih eden bu insanları sen mi zorla imana getireceksin? Senin görevin, hakikati onlara güzelce duyurmaktan ibarettir.” (Yunus 10/99)
“ Dinde zorlama yoktur. Başkalarının hakkını açıkça çiğnemedikleri sürece, insanlar diledikleri dini veya hayat tarzını seçip uygulamakta özgür bırakılmalıdır. Çünkü doğru yol, eğri yoldan tamamen ayrılıp açıkça ortaya konmuştur. Buna göre, size düşen hak dini güzelce tebliğ etmektir.
Artık her kim, Allah’ın otoritesini ve hükümlerini hiçe sayan insan ve cin şeytanlarının egemenliğini, yani tâğûtları inkâr eder Allah’a inanırsa kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa tutunmuş olur. Hiç kuşkusuz Allah, her şeyi işitendir, bilendir.” (Bakara 2/256)
ALİ RIZA DEMİRCAN