İlkönce haberimizi okuyalım akabinde yorumumuza geçelim.
Türkiye, uzun süredir ceza yargılamalarında toplumda oluşan “cezasızlık” algısıyla mücadele ediyor. Şehit polis Şeyda Yılmaz’ın vahşice katledilmesinden sonra daha da büyüyen tartışmalar, yeni yargı reformuyla çözüme kavuşacak. 9’uncu Yargı Paketi kapsamında, kısa süreli hapis cezalarının en az dörtte birinin cezaevinde geçirilmesi zorunlu hale gelecek. Bu düzenleme, özellikle basit suçlar işleyen kişilerin cezasız kalmaması ve toplum vicdanının rahatlaması amacıyla hayata geçirilecek.
Yargı süreçlerinde davaların uzun yıllar sürmesi, toplumsal adalet duygusunu zedeliyor. 9’uncu Yargı Paketi’ne eklenecek olan maddelerle, yargılamalar makul sürede sonuçlanacak. Mahkemeler, duruşmalar arasındaki süreleri kısaltacak ve davaların yıllar boyunca sürmesi engellenecek. Bu sayede toplum vicdanını yaralayan olaylarda, adalet hızlı bir şekilde tesis edilecek.
Yeni reform paketinde, uzun süredir tartışma konusu olan “iyi hal indirimi” de masaya yatırıldı. Kadına ve çocuğa karşı işlenen şiddet suçlarında, failin ilk duruşmada serbest bırakılmasının önüne geçilecek. Ayrıca, taksirle ölüme sebep olan suçluların denetimli serbestlikten faydalanmasına olanak tanıyan mevcut düzenlemeler de değiştirilecek. Adalet Bakanlığı, toplum vicdanını yaralayan bu tarz kararların önüne geçilmesi için gerekli adımları atıyor.
HABER YORUM
“Yeni Yargı Reformundan Çok Büyük Beklentimiz Yok”
Dünyada bütün kanun ve nizamlar, o toplumun kültür ve âdetlerinden yararlanılarak düzenlenir…
Ama şu anda yürürlükte olan kanunlar, 100 yıl öce Medeni olacağız diye, bundan 15 yıl kadar öncede AB’ye gireceğiz diye yenilenip frekanslar Batı’ya göre ayarlandığı için, bu konuda kargaşa yaşanmaktadır.
Hukukta “cezaların yaptırım gücü olması” temel kaidedir. Ama anlaşılan o ki şu anda ki kanunların yaptırım gücü olmaması sebebiyle, suçlar çoğalmasına rağmen suşlular elini kolunu sallayarak aramızda dolaşmaktadır.
Gönül isterdi ki bu yeni yargı reformunda, idam cezası ve hatta “kısas” ta masaya yatırılmış olsaydı…
Mesela Narin’i öldüren ya da öldürenler, Polisimizi askerimizi şehit edenler idam cezasına çarptırılabilseydi.
Hırsızlık yapanlar, en ağır cezalara muhatap olabilseydi…
Bu sebepledir ki, yeni yargı reformundan çok büyük beklentilerimiz yoktur.
“Allah’a ve dolayısıyla, Elçisine ve Müslümanlara karşı topyekûn savaş açanların ve terör, soygunculuk, yol kesme, adam kaçırma, ırza tecavüz gibi suçlar işleyerek yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası, işledikleri suçun büyüklüğüne göre şöyledir: Eğer bunlar sadece adam öldürmüş veya ırza tecavüz etmişlerse, en az acı çekecekleri şekilde öldürülmek, hem adam öldürmüş, hem de mala veya ırza tecavüz etmişlerse, ibret için halka teşhir edilmek üzere asılarak idam edilmek, eğer adam öldürmemişler, sadece yol kesip mal almışlarsa el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, bunlardan hiçbirini yapmayıp, sadece terör havası estirerek insanları tehdit edip korkutmuşlarsa, hapse atılmak veya sürgüne gönderilmektir.
Bu, onlara bu dünyada peşinen verilen bir rezilliktir. Öteki dünyada ise, onları çok daha büyük bir azap beklemektedir.” (Maide Suresi 33)
MİRATHABER.COM