İslâm Dini’nin yasalarını koyan, insanı yaratan Allah olduğu için İslam insanın cinsel hayatına uygun emirler ve yasaklar koymuştur.
Dinimiz akrabalık ilişkileri, eğitim, çalışma ve nişanlılık gibi sebeplerle de olsa birbirlerinin nikâhına düşebilecek kadınla erkeğin bir araya gelerek yalnız kalmalarını yasaklamıştır.
Zinaya Yaklaştırıcı İşlemlerden Sakınmak
Yüce Rabbimiz “ Sakın ha zinaya yaklaşmayın…” buyurarak evlilik dışı ilişki olan zinayı yasakladığı gibi “ Günah işlerde yardımlaşmayın…” buyurarak da cinsel nitelikli olan ve olmayan bütün günah işlerde yardımlaşmayı da yasaklamıştır. (İsra 32; Maide 2)
Bu ayetlerin ışığında Peygamberimiz de birbirlerinin nikâhına düşebilecek kadınla erkeğin bir araya gelerek yalnız kalmalarını şöylece yasaklamıştır:
[«Sizden biriniz, yanında mahremi bulunmayan nikâhına düşebilecek bir kadınla yalnızca kalmasın. (Zira) üçüncüleri Şeytan olur.»
«…Şeytan da kan kan damarlarınızda şehvet duyguları ile akar.»
« Bu sebeple kadınlarla ancak mahremleri varken bir arada bulunun.»] (et-Tac, 2/329)
Ma’nalarını sunduğumuz hadislerin müminler için koyduğu ölçüler şu veya bu şekilde yorumlanmayacak derecede açık ve kesindir.
Bundan, ötürü bu konuda ailevî zaruretler, sosyal ve iktisadî sebepler öne sürülerek farklı yorum yapılamaz, İslâm’ın haram kıldığı işler helâl görülemez.
Bu konuda içinde yaşadığımız modern câhiliyet şartlarından söz ederek görüş belirtmek Allah korusun insanı kâfirliğe götürür.
Beraberlik Konusunda Ölçülerimiz
a.) Akraba İlişkileri: Birbirleriyle evlenebilecek bir erkekle bir kadının bir arada yalnız kalmalarını haram kılan dinimiz bu yasağını akraba fertlerine de teşmil etmiştir.
Amca, dayı, kardeş hala, teyze gibi birbirleriyle evlemeyecek mahremler bir tarafa bu konuya kayın ve amca çocukları gibi akraba arasında çok daha fazla önem verilmesi Peygamberimizin emridir.
Peygamberimizin «Yanında mahremi bulunmayan kadınların yanına girerek bir arada yalnız kalmaktan sakının» şeklinde öğüt vermesi üzerine bir sahâbî şöyle sormuştur:
-Ya Resûlellah! Kocanın kardeşi ve amca oğulları gibi akrabaya ne buyurursunuz? (Onlar da mı bizim kadınlarımızla bir arada yalnız kalamazlar?)
Peygamberimiz de şu cevabı vermiştir:
Sözü edilen koca akrabası ile bir arada yalnız kalmak ölümdür. Ölüm gibi aile ve ahlâk hayatının çöküşüne sebeptir. (et-Tac, 2/329)
İslâm kültürü almadığından ötürü dinimizin bu husustaki inceliğini tam olarak kavrayamayanlarımız için ifade edelim ki İslâm Dini yasalarını belirli fertler için koymamıştır. Muhtemel tehlikelere muhakkak nazarıyla bakmış, genel hükümler koymuştur.
Bu konudaki dinî ölçüleri benimsemeyen akraba arasında ensest ilişkilere varan nice ıstırap verici olayların cereyan ettiği ve etmekte olduğu bir gerçektir.
b.) Eğitim ve Çalışma Beraberliği: Birbirleriyle evlenebilecek bir erkekle bir kadının bir arada yalnız kalmaları yasağı eğitim ve çalışma alanlarını da içine alır.
Bu nedenle İslâm Dini, ergenlik çağına ermiş gençlerin karma eğitimine ve kadın – erkek bir arada çalışma düzenine sıcak bakmaz, caiz görmez de diyebiliriz. Çünkü böylesine bir eğitim ve çalışma düzeninde karşılıklı göz zinası, bedenî temas ihtimali ve bir arada yalnız kalma durumu gibi dinimizin yasakladığı üç yönlü mahzur vardır.
Gençleri ve yetişkinleri bir arada eğitmek ve çalıştırmak ekonomik olsa da beklenen yararları sağlamaz. Üstelik haya duygularını zaafa uğratır. Aile yaşantısını etkiler. Kadınları erkekleştirerek yaratılış düzenlerini bozar. Flört ve zina türünden ilişkileri arttırır.
Bu nedenle hiç bir mümin erkek olsun kız olsun çocuğunu karma eğitim yapan okullara vermemelidir.
(Yirmi yıllık iktidar süresinde bu alanda adım atılamamış olması gerçekten acı vericidir.)
Hiç bir mümin erkek ve husûsiyle kadın da karma bir çalışma düzeni içinde çalışmamalıdır. Mümin işverenler de böyle bir çalışma düzeni kurmamalıdır.
c.) Nişanlılık: Birbirlerinin nikâhlısı ve mahrem olmayan bir erkekle bir kadının bir arada yalnız kalmaları ile alâkalı İslâmî yasak devrimizdeki yaygınlaşmış şekliyle nişanlıları da içine alır
Nişanlı çiftler dini yasalarımıza göre birbirlerine yabancıdırlar. Nişanlılık bağı bir arada yalnızca kalmayı meşrulaştırmaz. Bu itibarla sözlü ve nişanlı çiftler yalnızca bir araya gelemezler, cinsel haz amaçlı tokalaşamazlar, beraberce geziye çıkamazlar. Nişanlılık, nişanlı kıza -kadına başkaları tarafından evlilik teklif edilmesine manidir.
Birliktelik Yasağının Gerektirdikleri
Birbirleriyle evlenebilecek erkekle kadının nikâh bağı olmaksızın bir arada yalnızca bulunmalarını yasaklayan dinimiz bu yasağını ihlâle sebep olacak işleri de yasaklamıştır.
Bunun içindir ki Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
«Allah’a ve Âhiret Günü’ne inanan bir kadının yanında (babası, kardeşi, kocası veya çocuğu gibi) bir mahremi bulunmaksızın bir günlük bir yolculuğa çıkması helâl; meşru’ değildir.» (İbn-ü Hadis No: 2899)
Karısının hacca gitmek kararında olduğunu, kendisinin de silahlı cihada katılmak için orduya yazıldığını açıklayan bir sahâbiye Peygamberimiz izin vermemiş ve şöyle buyurmuştur:
İslâm Dininin bu ve benzeri ölçülerinin gayesi ahlâkî olduğu içindir ki mümin kadınların yanlarında mahremleri bulunsa bile yabancı erkeklere karşı İslâmî ölçülere göre giyinmeleri ve ihtiyatlı davranmaları da vazifeleridir.
Bedensel Temas Yasağı
İslâm Dini açıklamaya çalıştığımız türden kadın-erkek beraberliğini yasaklarken pek tabiidir ki bu beraberliğin sonucu olabilecek cinsel haz amaçlı vücut ve el temasını da haram kılmıştır.
Genel olarak dokunma duyusunun insanı etkilediği bir gerçek olduğu gibi cinsî bakımdan uyardığı da bir hakikattir.
Ülkemizdeki bölgesel oyunlarda ve cinsi bir oyun vasfındaki dansta görülen vücut teması kuşkusuz haramdır.
Bu konuda bilmemiz gereken asıl önemli husus birbirlerine yabancı olan ve cinsî duyguları sönmemiş bulunan kadınla erkeğin cinsî haz amaçlı tokalaşmasının haram olduğudur. Çünkü Peygamberimiz Hz. Muhammed “Eller de zina eder, ellerin zinası şehvetle yapışmaktır,” buyurmuşlardır. (Buharî İstizan 12)
Yazımızı/Hutbemizi bir âyetle bitiriyorum:
« (Evlenebileceğiniz kadınlarla yalnızca bir arada kalarak da ) zinaya yaklaşmayın. Zira zina açık bir kötülüktür. Pek kötü bir yoldur.»
ALİ RIZA DEMİRCAN