Depremzedeleri kurtarmaya yardımcı olabilecek bir teknoloji
Deprem felaketinden sağ kurtulanları aramak, en zor ve karmaşık kurtarma operasyonlarından biridir. Çünkü tonlarca moloz yığınının altında kalan insanları aramak, özellikle yapının çökmesi, çatlaklar ve hatta artçı sarsıntılar söz konusu olduğunda hiç de kolay değildir.
Bu nedenle, Türkiye ve Suriye’de geçen Pazartesi günü meydana gelen depremlerde afetzedeleri kurtarmak için yakında daha başka araçların da ortaya çıkacağı umuduyla birtakım teknolojik araçlar icat edilmiştir. Bir kısmı önceki afetlerde kullanılmış olan bu tür bazı modern teknolojilerin, arama kurtarmalarda sağlayacağı faydalar zaman ve doğruluk unsurları açısından da arama faaliyetleri için oldukça önemlidir.
Yılan Robotu
Tokyo’daki Elektrik İletişim Üniversitesi’nden Motoyasu Tanaka liderliğindeki araştırmacılar, yüksek merdivenlere tırmanabilen ve dar alanlarda gezinebilen yılan şeklinde bir robot geliştirdiler.
Tanaka, 1,7 metrelik (5,5 fit) uzunluğundaki “yılan”ın mesafe sensörlü 17 eklemi olduğunu ve bu sayede robotun tekerleklerinin her birinin yerde mi yoksa havada mı asılı olduğunu anlayabildiğini söyledi.
Araştırmacılar, afet kurtarma görevleri sırasında ani hareketler olması durumunda robotun konumunu sabitleme seçeneğini geliştirmek içinse daha fazla araştırma yapıldıktan sonra cihazı 3 yıl içinde kullanmayı umuyorlar.
Hayatta Olanları Seçebilmek İçin Dronlar
Drone sistemi, kurbanların göğüslerindeki en ufak hareketleri algılayarak hayatta kalanları diğerlerinden ayırabiliyor.
Güney Afrika’daki UniSA Üniversitesi ve Bağdat’taki Orta Teknik Üniversitesi’nde çalışan mühendisler de hayati belirtileri uzaktan izlemek için yeni bir teknoloji kullanıyorlar. Bu teknoloji sayesinde hayatta kalanları 4-8 metre öteden ayırt edebilen bir bilgisayar görüş sistemi tasarladılar.
İnsan vücudunun üst kısmı görünür olduğu sürece, kameralar göğüs boşluğunda kalp atış hızını ve nefes almayı gösteren ince hareketleri yakalayabilir. Ve önceki çalışmalardan farklı olarak, sistem cilt rengindeki veya vücut sıcaklığındaki değişikliklere bağlı değildir.
Araştırma uzmanları olan Profesör Javan Chahel ve Doktor Ali Al-Naji, 2017’de drone üzerindeki bir kameranın kalp ve solunum hızlarını ölçebildiğini ilk kez gösterdiklerinde dünya çapında manşetlere çıktılar.
Hayatta Kalanları Keşfetmek İçin Nabız
ABD uzay ajansının (NASA) yeni teknolojisi, 2015 yılında Nepal depreminde enkaz altında kalan 4 acil durum çalışanını kalp atışlarını algılayarak kurtarmayı başardı.
En son gerçekleştirilen kurtarma operasyonları da NASA ve İç Güvenlik Bakanlığı tarafından geliştirilen, gelişmiş sensör teknolojisinin ilk gerçek kullanımını temsil ediyor.
NASA’nın California’daki Jet Propulsion Laboratuvarı’nda projeyi yöneten Jim Lukas, “Bir teknoloji geliştirme uzmanı olarak, bu icat benim için çocuğunu üniversiteye göndermek gibiydi” diyor.
Finder ismi verilen ve el çantası büyüklüğündeki bu ünite, bir lityum pille çalışmakta. Düşük enerjili mikrodalgalar göndermektedir. Dalgalar, kalp atışı algılanan deri üzerindeki hafif nabız hareketlerini algılayabilmektedir. Bu dalgalar moloz yığınları arasından veya 20 fit (6 metre) kat betonda 9 metreye kadar yol alabilmekte.