islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5031
EURO
36,4292
ALTIN
2.955,81
BIST
9.302,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Yılanlar değil insanlar ısırgan

Yılanlar değil insanlar ısırgan
Ali Rıza DEMİRCAN

Yeryüzündeki tüm diğer varlıklar gibi hayvanlar da, Allah’ın, biz insanlar için yarattığı ve bilmediğimiz türlerini çeşitlendirerek yaratmakta olduğu varlıklardır. (Bakara 2/29; Nahl 8; Fatır 1)

Bilimsel kaynaklar yeryüzünde yüzbinlerce canlı türü olduğunu açıklamaktadır.

Bizler için yaratıldıklarından biz onların taşımacılığından, yün ve kıllarından, derilerinden, sütlerinden, etlerinden, ses ve görünüm    güzelliklerinden yararlanırız. Ekolojik denge unsuru olmalarından, ilmî çalışmalarımıza katkılarından, sanat/estetik faaliyetlerimiz için ilham kaynaklarımız olmalarından, zehirlerinden, tövbesiz günahlarımızdan ötürü onlar aracılığıyla uğratılacağımız azap türlerini kavramamıza vesile oluşlarından faydalanırız.

Bizler için yaratıldıklarından zehirli ve yırtıcı türleri dâhil hiçbir hayvan ve böcek türü insana zarar vermek için hareket etmez. İnsana hizmet ve saygı onların varlık kodlarına işlenmiştir.

Bu tebitlerimizden sonra İndependent Tükçe’ den aldığımız şu haberi okuyalım:

“ Her yıl yüzlerce kişiyi ısıran yılanların insanlarla ne derdi var?

Avustralya’nın Queensland eyaletinde yılanlar her yıl bine yakın insanı ısırıyor. Uzmanlar iklim değişikliği ve ormanlık alanların yerleşime açılması nedeniyle yerleşimcilerin yılanlarla daha sık karşılaşacağını ve buna alışması gerektiğini söylüyor.

Queensland’de geçen yıl 872 yılan saldırısı kaydedildi. 2021’in yalnızca ilk 22 gününde de 30 saldırı vakası yaşandı. Queensland Ambulans Servisi istatistikleri, 10 ısırığın 9’unun, yurttaşların evlerinde ve bahçelerinde meydana geldiğini gösteriyor.

Queensland Üniversitesi biyoloğu Bryan Fry, saldırı vakalarının bu denli fazla olmasının, insanın çevresel etkilerinden kaynaklandığını ifade etti. Fry’a göre iklim değişikliği ve insanların yılanların yaşam alanlarına girmesi nedeniyle, insanların yılanlarla yolları daha fazla kesişiyor.

Isırıkların yarısının insanların yılanları öldürmeye veya yerini değiştirmeye çalıştığı sırada meydana geldiğini aktaran Fry, “İnsanlar çok daha büyük hayvanlardır ve yılanlar bizi yırtıcı hayvan olarak görür” diye konuştu.

Bize bakıp, ‘Bunu yemeliyim’ diye düşünmezler. ‘Bu beni yer’ diye düşünürler. Aslında kavgayı yılanlar başlatmaz ama bitirenler onlardır.

İnşa edilen konutların, yılanların yaşam alanlarını yok ettiğini ve onları kentlere sürüklediğini aktaran Fry’a göre, sıcak ve daha kurak havalar da bu hayvanları gölgeye ve arka bahçelerdeki havuzlara veya köpeklerin su kaplarına çekiyor.

Whitsunday Adası’nda yaşayan profesyonel yılan yakalayıcısı Kylee Gray de saldırıların yerleşik alanlardan ziyade yerleşime yeni açılan alanlarda görüldüğünü ifade etti.

İnsanlar, yerleşime açacakları alanları temizliyor ve yılanların hepsini dışarı atıyor. Sonra yılanlar su ya da üreyecekleri bir alan bulmak için geri geldiğinde kendilerini yabancı bahçelerde veya evlerde buluyor.”

Hayvanlar Niçin Zarar Verirler?

İslâmî ölçülere göre bunun onların hayatına saygı duymamak ve onlara zarar vermek gibi iki ana sebebi vardır. Özetleyelim:

1.Hayvanların Hayat Haklarına Saygı Duymamak

Öldürme hakkı yalnızca Allah’ındır. Hayvan da olsa hiçbir canlıyı öldürme yetkimiz yoktur. Rahmeti çok Rabbimiz hayvanları bizler için yaratmış, bazı türlerini keserek veya avlayarak yararlanabileceğimizi bildirmiştir. Biz ancak O’nun verdiği izinle ve Elçisi Hz.Muhammed’in açıkladığı şekilde  işlem yapabiliriz, Besmele çekip tekbîr getirir böylece kulluk bilincimizi pekiştirerek usulüne uygun bir şekilde kesim yaparız ve av hayvanımızı salarız.

Allah’ın yaratıcılığına inanmayan veya hayvanın O’nun verdiği izinle öldürülebileceğini kabul etmeyen kişinin eylemi, -insan öldürme gibi- cinayettir. Kestiği ve avladığı hayvanın etini yemek de haramdır. (Bak. En’âm 121)

Kesim ve avlanma ruhsatı verilenlerin dışındaki hayvanların öldürülmesi yasaklıdır. Örneğin Peygamberimiz dişleri, gagaları ve pençeleriyle öldürücü hayvanların ve kuşların avlanılmasını ve etlerinin yenilmesi ve derilerinin kullanılmasını yasaklamıştır.

Sevgili Peygamberimiz hayvanların bir yerde kapalı tutularak veya aç bırakılarak öldürülmelerini de yasaklamıştır.

Peygamberimiz tıbbî bir amaçla kurbağa öldürüp öldürmeyeceğini soran kişiye,”Onların vakvakları Allah’ı tesbîhtir.” gerekçesiyle onay vermemiştir.

Öldürülmeleri onaylanabilecek hayvanlar fıtratları bozularak ölümcül saldırıda bulunabilecek olanlardır.

Hayvanları gereksiz olarak öldürmenin sorumluluğu, azaba uğratacak şekilde büyüktür.

Peygamberimiz hapsederek ölümüne sebep olduğu kedisinden ötürü bir kadının kabir azabına uğratıldığını bildirmiştir. O, sebepsiz öldürülen serçenin Allah’ın huzurunda, öldüreni katili aleyhine dava açacağını duyurmuştur. Peygamberimiz kendisini ısıran karınca sebebiyle karınca yuvasını yaktıran bir Peygamberin, Rabbimiz tarafından şöylece yerildiğini de dile getirmiştir:

 – Seni ısıran bir karınca sebebiyle beni tesbîh edip yücelten bir topluluğun canına mı kıydın?

Verilen örnekler ışığında doğal çevreyi kirleterek, ekolojik dengeyi bozarak ve çıkar hırsıyla avlanarak ölümlerine sebep olduğumuz hayvanlardan sorumlu olacağımızı söyleyebiliriz.

Yapılan açıklamalar, hayvanların hayatlarına saygı duyulması gereğini, öldürme hakkının yalnızca Allah’a özgü olduğunu göstermektedir.

Hayvanlar da, hayatlarına saygı duymayan insanların hayatlarına saldırmaktadır.

2.Zarar Verildikleri İçin Zarar Verirler

Yeryüzündeki bütün varlıklar gibi biz insanlar için yaratıldıklarından (Bakara, 2/ 28) hayvanlar, insanlara doğrudan ve bilinçli olarak zarar vermezler-veremezler. Genelde :

  1. Yaratılış amaçları bilinerek kendilerinden korunulmadığı,
  2. Doğal ortamlarından koparıldıkları,
  3. Tecavüze uğratılıp tabîi hakları çiğnendiği ve
  4. Kendilerine koruyucu nitelikli duâlarla, örneğin “Gökte ve yerde, Allah’ın adı anıldığında hiçbir varlık zarar vermez.” türünden parola verilmediği için zarar verebilirler.

Zarar görmemek için zarar vermemek gerektiğini bilen Müslümanlar, kurdukları medeniyette hayvanlara zarar vermemek için çok büyük gayretler göstermişlerdir. Örneğin, İslâm ordusu komutanı Ukbe bin Nafi’in Kayravan’da konaklarken insanlara hitap edercesine yaptığı şu konuşma, Müslümanların, haklarına saygı duydukları için hayvanları da muhatap aldıklarını göstermektedir:

Ey konaklamak istediğimiz bu alanın canlıları! Biz İslâm ordusuyuz. Konaklamak istiyoruz. Buradan çekilin ki size zarar vermeyelim.      

Burada hatırlatılması gereken gerçek şudur:

Romanlara, senaryolara ve filmlere konu edilen şekliyle insanlara zarar vermek için bilinçle saldıran hayvan yoktur. Avlanabilmeleri, belgesellerinin çekilebilmesi ve hayvanat bahçelerinde ehlileştirilebilmeleri bunun kanıtıdır.

Yazımızı Peygamberimizin bir uyarısıyla bitirelim:

 – Hayvanlara verdiğiniz zararlarda ötürü Allah sizi bağışlarsa, pek büyük bir bağışa erdirilmiş olursunuz. (El-Metâlibül-Âliye3/370)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.