islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4888
EURO
36,2725
ALTIN
2.958,62
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Yoksul Olmayı Biz Seçiyoruz

Yoksul Olmayı Biz Seçiyoruz
19 Ocak 2018 09:37
A+
A-

Mazlumlar ayağa kalkmadıkça, zalimler diz çökmez

Bu sorunun muhatabı elbette sadece, toplum içerisinde maddi durumları iyi olup manevi durumlarını görmezden gelenler  değildir. Sorunun  cevabının doğru verilmesi, maddi durumları çok iyi olanların durumlarını sarsacak, zihinlerde bir kaçışı başlatacağı kuşkusuz.  Sorunu siyasi karar mercilerinde görüp, siyasi kararlar sayesinde zenginleştiklerini görmezden geleceklerde olacaktır.

Yokluk çekerken var olanı eleştirmek,varlıkta yokluk çekeni görememe herhalde insanın temel bir  ortak yönü.

Genel bir  prensibe bürünmüş ‘’Mazlumlar ayağa kalkmadıkça, zalimler diz çökmez’’ sözü insanlık tarihi boyunca hep doğrulanmıştır.

Yoksulluğunuzun nedeni siz siniz. Sizin başınıza ne geliyor  ise, kendi ellerinizin kazanımı yüzündendir. Kendi tercihleriniz ve kabullerinizle beraber, sessiz kaldıklarınız sizi bu duruma taşımıştır.

Öğretilmiş bir çaresizliğin, kitlesel olarak sadık bir uygulayıcısı konumunda olan kalabalıklar,  tali konularda farklılıklar yüzünden, öbek öbek toplumda bir birine karşı alternatif gibi bir çatışmacı aidiyet duygusuyla yüksek guruplar  oluşturarak yoksulluklarını güçlendirmektedirler.

Siyasi partilerin iktidarı elde etmek için yoksulluğu kaldıracağız vaadi, aynı zurnanın farklı deliklerinden çıkan farklı notaların sesleri olup, zurnaya üflenen nefes aynı sistemdir.

Bu zurnanın, delikleri ne kadar farklı notadan ses çıkarsa da( farklı siyasi partiler) ‘’Parayı veren zurnayı çalar’’ sözünü yeni bir  okumayla; zurnaya  üfleyen parayı çalar diyerek, mevcut  borca dayalı para sisteminin yoksulluğun temel kaynağı olduğunu biliyor ve söylüyoruz.

O halde  ‘’Neden yoksulsunuz?’’ sorusunun temel nedeni sık sık  ısrarla farklı örneklemelerle vurgulamak istediğimiz, ekonomiyi tamamen kontrol eden para kredi sisteminin yapısal işleyiş biçimidir.

Maaşının düşüklüğünden şikayet eden bir  memur, asgari ücretin yetersizliğinden şikayet eden bir  işçi, bir  ömür boyu çalışıp çalışıp bir ev sahibi olamayan bu insanların yoksulluğunun nedeni işte bu Borca Dayalı Para Sistemi dir.

Seçilmiş hükumetlerin  sahiplenerek uyguladıkları bu ekonomik para kredi sistemi, sadece  nüfusun % 1 gibi çok düşük bir elit  tabakanın işine yaramaktadır.

Çünkü onlar, üretim faktörlerini tamamen kontrol ederler. Hem dış  şirketlerin, çok düşük istihdamlarla, yatırım adı altında,  bu kaynakları kontrol etmesi, hem de  bu dış güçlerle  disbiritörlük alarak holdingleşen  yerli şirketlerin  kartel yapılanmaları ile tabana  yayılmayan bir  üretim biçimiile   halk sadece maaşlı çalışan  ve tüketen modern köle konumundadır.

Böylesi bir durumda ücretler sürekli  baskı altına alınır. İşsizliğin çokluğu yoksulluğu getirir. İşi olanlar da işini kaybetme korkusu ile kurulu düzenin aktörleri olan iç ve dış kartellerin stratejilerine hizmet ederler.

Şu tespiti de yapalım; yoksulluğun temel nedeni borca dayalı bir  para kredi sistemi ile, paranın tepede bir avuç insanların eline geçmesi, onların da bu paralarla üretim faktörlerini kontrol etmesidir.

Bu tespitler her okuyucu tarafından yakinen gözlendiği için  kabul edilirken, bunların değiştirilmesi için kılını kıpırdatmamak müstahak olmanın kapılarını açar.

Değişmeye karar vermiş bir  insan değişmesi gerekenleri değiştirebilir.

Bir yaşam kuralı olan bir toplum kendini değiştirmedikçe, değişim  yönüne  irade  koyup bunun mücadelesini vermedikçe, Allah o toplum  için değişim yasalarını harekete geçirmez.Bu bir  ilahi  yasa  olup, inanıp inanmama ile ilgisi olmayan sosyolojik toplumsal değişimler için de bir  kuraldır.

Sözün özü, yoksul olmayı biz seçiyoruz, tıpkı bizi yoksul bırakanları seçtiğimiz gibi.

Selam ve dua ile…

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.