Bismillahirrahmanirrahim
Rüşvet, faiz ve hırsızlık gibi yolsuzluk yollarını bizlere haram kılan ve bu haramlarla mücadeleyi de farz kılan Yüce Allah’ımıza hamd ederim. Yolsuzlukların cehenneme yol olduğunu açıklayan Aziz Peygamberimiz biricik hayat önderimiz Hazreti Muhammed’e salât ve selam ederim.
Bu sohbetimizde “Yolsuzlukla Mücadele Cihad Olarak Farz Görevimizdir” konusunu işleyeceğiz. Hatırlayacaksınız daha önce yaptığımız sohbetlerimizde bu konuya yakın mevzuları el almıştık. Örneğin, “Faizi Onaylamak İslâm’a Savaş Açmaktır, Rüşvet Nefse ve Topluma Zulümdür ve Haklara Tecavüz Cehennemî Günahtır.”
Evet, bu başlıklar altında bilgiler sunmuştuk. Tekrarlara düşmemeye çalışarak bugünkü sohbetimizi sunmaya çalışacağız.
Yolsuzluk Nedir?
Sevgili kardeşlerim, araştırma yaptığınızda yolsuzluğun şöylece tanımlandığını görebilirsiniz: Yolsuzluk, kamu veya özel sektörde görevi, yasalara ve ahlâki ilkelere aykırı şekilde kötüye kullanarak çıkar sağlamaktır. Verilen örnekler, genelde rüşvet ve evrakta sahtecilik olarak sunulmaktadır. İslâm açısından “ Yolsuzluk, kamu veya özel sektörde İslâm’ın batıl kıldığı yollarla çıkar sağlamaya çalışmaktır.” Bir ilave tanım da “ Sosyal görevlere batıl yollarla gelme ve getirilmedir,” şeklinde yapılabilir.
Sevgili kardeşlerim, İslâm açısından yolsuzluk konusu daha bir geneldir. Dikkatlerinizi çektiyse yaptığımız her iki tanımda da ‘batıl yollarla” ifadesine yer verdik. Yolsuzluk açısından batıl yolları da şöylece tanımlayabiliriz: “Batıl yollar İslâm’da haram kılınan kazanç yollarıdır.” Bunlar da faiz, rüşvet, karaborsa, emeği sömürü, içki-kumar-fuhuş işletmeciliği, hırsızlık, devlet malını zimmete geçirme, dolandırıcılık, ihale entrikaları, eksik tartıp ölçme, resmi belgede sahtekârlık, borsa oyunları, suçu ve suçluyu aklama vs. gibi haram kılınan işlerdir.
Altını bir daha çizelim. İslâm açısından yolsuzluk daha bir kapsamlıdır daha bir geniştir. Yolsuzlukla mücadele, bize namaz, oruç ve zekât gibi farz kılınmış bir ibadet olduğu için konuyu ayrıntılarıyla kavramak gibi bir görevimiz var.
Yolsuzluktur Suçtur ve Günahtır
Yolsuzluk İslâm’a göre suçtur ve de günahtır. Suçtur, çünkü dünyevî cezası vardır. Yani değindiğimiz batıl yollardan biriyle zimmete çıkar aktarmak veya batıl yollardan biriyle sosyal görevlerden birine gelmek suçtur. Bu suçun, İslâm’da zararı tazmin etmek, para cezası, görevden men, hapis ve eğer hırsızlık türünden ise el kesimi gibi cezaları vardır. Günahtır, eğer tövbe edilip nefis ıslah edilmez ve de hak helâlliği alınmazsa Kıyamet gününde kişinin sevaplarından alınarak hak sahiplerine verilir veya hak sahiplerinin günahlarından alınarak yolsuzluk yapan kişiye yükletilir ve sonuç ahiret iflası ve Cehennem olur. Rabbim bizleri muhafaza buyursun.
Yolsuzluğun Küçüğü Yoktur
Sevgili kardeşlerim, burada önemli bir noktaya daha dikkat çekelim. Yolsuzluğun büyüğü küçüğü olmaz. Büyüğü de yolsuzluktur küçüğü de… Misaller verelim:
Aziz Peygamberimiz kamu mallarının zimmete geçirmenin vebalini açıkladığı bir konuşmalarında; “ Kıyamet Günü’nde kişi, yolsuzlukla edindiği mallar, boynuna yükletilmiş olarak Rabbimizin huzuruna gelecektir,” buyururlar. Bir zat ayağa kalkar sorar: Ya Resûlellah, yolsuzlukla zimmete geçirilen mal, basit bir şey ise ne buyurulur? Peygamberimiz, “Misvak ağacından bir dal parçası olsa dahi…” cevabını verir.
Aziz Peygamberimiz, siyahî bir sahâbiyi, devlet görevlerinden birine tayin buyurur, ama O’nun devlet malını yolsuzlukla zimmete geçirme konusunda yaptığı uyarıları sebebiyle o kişi şöyle der:
Müslüman hassasiyeti böyle olur. Öyle devlet malını ihale entrikaları ile ve benzeri yollarla zimmete geçirip de vicdanları sızlamayan insanları, biz asla “bizdendir” diyerek mazur göremeyiz.
Rabbimiz, Peygamberimizi de Uyarmıştır
Rabbimizin Peygamberimizi güzel örnek olarak nitelediğini biliyoruz. Böylesi örnek yüce bir şahsiyetin yolsuzluk yapabileceği tasavvur olunabilir mi? Böyle iken, Rabbimiz Al-i İmran sûresinin 161. âyetiyle Peygamberlik kurumu üzerinden şöylece uyarıda bulunuyor:
“Hiçbir Peygamberin devletin malından zimmetine hak geçirmesi asla uygun değildir. Çünkü devletin/toplumun malından zimmetine hak geçirenler Kıyamet gününde zimmetlerine geçirdiği mallarla getirilirler. Sonra herkes kazandığının cezasını veya mükafatını bulur. Ama hiç kimseye en ufak bir zulüm, haksızlık yapılmaz.”
Sevgili kardeşlerim yolsuzluk suçtur, günahtır dedik. Yani yolsuzluğun haram olduğunu açıkladık. Şimdi de bu haramlığın delillerini ortaya koyalım.
Yolsuzluğun Haramlığının Kur’ânî Delilleri
“Ey iman edenler, aranızda mallarınızı batıl yollarla yemeyin. Ama karşılıklı rızaya dayalı ticaret yoluyla yiyebilirsiniz. Sakın ha birbirinizin canlarınıza da kıymayın. Hiç şüphesiz Allah sizler için merhamet kaynağıdır.”
Aziz kardeşlerim, “malların batıl yollarla yenilmemesi emrinden sonra canlarına kıymayınız, ” buyrulması, malları batıl yollarla zimmete geçirme yolsuzluğunun, insanların canına kıymak kadar ağır bir mesuliyeti gerektirmesi sebebiyledir.
“Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyiniz. İnsanların bir kısmının mallarını günah olan yollarla bile bile yiyebilmek için yöneticilere/ hakimlere rüşvet türü hediyeler sunmayın.”
Sevgili kardeşlerim, Kur’ân’ın ayetlerinin her bir kelimesi bir mucizedir. Kur’an’da günah sözler, davranışları ve işler anlamına kullanılan kelimelerden birisi de yukarıda anlamını verdiğimiz âyette geçen İSM sözcüğüdür. Peygamberimize İSM sözcüğünün anlamı sorulduğunda şöyle buyurmuştur:
Sevgili kardeşlerim, haramlığı açık olmayan şüpheli durumlarda yaptığınız işin haram olup olmadığını kavramak istiyorsanız, kalbinize bakın, orada bir tatminsizlik var ve yaptığınız işin insanlar tarafından bilinmesini istemiyorsanız, o işi, kaçınılması gereken haram bir işlem olarak görebilirsiniz.
Sevgili kardeşlerim batıl yollarla kazanç sağlamak olan yolsuzluğun haramlığının delillerini verdik.
Yolsuzluğu “batıl yollarla sosyal görevlere gelmek ve getirilmek,” olarak yaptığımız tarifimizi hatırlayınız.
“Allah size, sosyal görevler olan emanetleri ehil olanlara / liyakatlilere vermenizi emreder. Allah görevlendirmek için insanlar arasında hüküm verirken de adaletli olmanızı ister.”
Biliyorsunuz, Ülkemizde nice nice sosyal görevlerin liyakatsiz yandaşlara aktarıldığına çokça tanık olduk. Çok daha verimli olacak insanlar varken liyakatsiz olanları göreve getirenleri Peygamberimiz de şöylece uyarmaktadır:
“Topluluğunuz içinde Kurânî vasıflara uygunluğu sebebiyle Allah’ın daha bir razı olacağı kişiler varken onları değil de vasıfsız ve yeteneksiz kişileri görevlendiren yetkililer, Allah’a, Peygamberi olan Muhammed’e ve müminlere hainlik etmiş olur.”
Sevgili kardeşlerim, yolsuzluğun haram olduğunu açıkladık. Çünkü yolsuzluk topluma zulümdür ve Cehennem’e yoldur.
Ali Rıza DEMİRCAN
Devam Edecek
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…