Geçenlerde Osmanlı tarihinde yer edinmiş, çokça tartışılan bir olayı inceleme fırsatı buldum. Karşıt görüşlerin iddialarını temellendiren delillere baktığımda, olaydan bağımsız olarak tarihsel vakıaları değerlendirirken düştüğümüz birtakım yanlışlar olduğunu fark ettim. Bu yanlışlar gerek yakın gerekse genel tarihte yer alan olayları tam olarak anlayamamak, birçok farklı yorumun arasında kalmak gibi bir sorunu doğuruyor. Günümüzü anlamanın tarihi anlamaktan geçtiğini düşünürsek meselenin önemini daha iyi idrak edebiliriz. Öyleyse tarihsel olayları değerlendirirken dikkat etmemiz gereken bazı noktaları paylaşalım.
Her toplumun belli değer ve inançları, kültürel kodları ve yaşayış biçimleri vardır. Bu yapı toplumdan topluma değişeceği gibi o toplumun tarihinde de dönemden döneme değişiklik gösterebilir. Dolayısıyla bizim de bir olaya bakarken o olayın içine tamamıyla girmemiz gerekir. Yani söz konusu tarihi olayı kendi şartlarında değerlendirmek, bugünün ölçütleriyle yargılamamak gerekir. Bugün herkes tarafından kabul edilen birçok insani değerin belli dönemlerde dile getirilmesi bile cesaret gerektiriyordu.
Bir diğer husus, dönemin şartlarını bir bütünlük içinde, bağlamıyla değerlendirebilmektir. O dönemde yapılan bir ticari anlaşmayı anlamaya çalışırken dönemin hukuki sistemini, siyasal yapısını göz ardı etmek, bizi birbirinden bağımsız gibi görünen olaylarla baş başa bırakır.
Başka bir nokta da tarihsel olayların bize hangi kanallarla ulaştığını bilmek ve bu kanalların doğruluğunu sorgulamaktır. Zira dikkat ettiğimizde maalesef birçok araştırmanın aynı kaynakları sorgulamadan tekrar ettiğini görürüz. Özellikle bilginin bu kadar dolaşımda olduğu bir çağda doğru bilgiye ulaşmak için bu ölçütü her zaman kullanmamız gerekir.
Son olarak birtakım indirgemeci yaklaşımlara da dikkat etmek gerektiğini belirtelim. Her olay, her ne kadar ilk bakışta öne çıkan bir nedenin sonucu gibi görünse de esasında birçok faktörün etkisiyle meydana gelir. Ve yine aynı şekilde birçok sonuç doğurur. Bir olayı ele alırken o olayı tek sebebe indirgeyen bir yaklaşım, hakikati anlamaktan uzaktır. Çünkü hakikat her zaman birçok katmandan oluşur. Olaya farklı sorular sorarak görünmeyen katmanları ortaya çıkarabiliriz.
Umarız bu prensipleri pratikte kullandığımız ölçüde doğru bilgi ve yargılara ulaşmamız da mümkün olur.
Rümeysa Gündüz
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…