Yüceltilen ölüler ve anıt kabirler-mezarlardan yardım beklemek islâm ve akıl dışıdır II

Peygamber makamlarından sahabî mezarlarına, padişah ve kral türbelerinden tarihî ve çağdaş şahsiyetlerin anıtlaştırılan kabirlerine ve de Allah dostu (veli) olduğuna inanılan kişilerin makberlerine kadar pek çok kabir ibadet yeri kılınmış veya mabetlerin yanı başlarına konumlandırılmıştır. Padişah türbeleri ve anıt mezarlarda örneklendiği üzere bir kısım kabirler de dev kubbeler ve anıtlarla kuşatılmış, tapınaklara ve merasim alanlarına dönüştürülmüştür.

Bu tür inançlar ve uygulamalar sonuçta bizleri ölülerden medet ummaya ve mezarları mabetleştirmeye yöneltmiştir.

Aydın Görülenlerin Sefaleti

Bu sebepledir ki kutsallaştırılan şahsiyetlerin mezarlarından yardım dileyen cahil dindarların ilkelliği yanı sıra kabirleri akıl almaz ölçülerde türbeleştirerek tapınaklaştıran ve merasimler icra eden aydınların sefaletini de izler olmaya başladık.

Oysaki peygamber rûhları da olsa ölülerin rûhlarından ve anıtlaştırılarak önünde duâya durulan ve ya merasimler yapılan kabirlerden fayda yoktur. Alınabilecek ilham da yoktur.

Kur’ân, Allah’ın dilemesi dışında Peygamberlerin geleceği bilmedikleri gibi fayda veya zarar vermeye muktedir olmadıklarını da açık bir dille ifade etmektedir.(Bak. Araf 188, Ahkaf 9, Kasas 56, Enam 35, Neml 80-81)

Ülkemize özgü olarak yardım ve ilham dilenciliğinin türbe karşıtlığını yasalaştırmış tarihî şahsiyetlere yönelik yapılması İslâm yanı sıra bilimsel akılla da ne derece çelişir olduğumuzu kanıtlamaktadır.

Ölüleri anmalı, kabirleri ziyaret etmeliyiz

Dirilerimiz gibi ölülerimize de şükranlarımızı sunmalıyız. Onlar topluma yönelik hayırlar üretici eserler yaparak ve duâ ederek anmalıyız. Kabirleri de dünyamızı gerçek çehresi ile görebilmek için ziyaret etmeliyiz. Maddî ve manevî yardımları da doğrudan ve de yalnızca Allah’tan istemeliyiz. Yardımı Allah’tan istemeli fakat O’nun verdiği akıldan, akıl ürünü olan ilimden ve inançlı-ahlâklı uzman insan gücünden beklemeliyiz.

Yazımızı Allah’a ve Peygamberi Hz. Muhammed’e inanmayan insanların ölülerine duâ edilemeyeceğini ve bu amaçla kabirlerine ziyaret yapılamayacağını yasalaştıran Tevbe Suresinin 84. âyetiyle bitiriyorum:

“Allah’ı ve O’nun elçisi Muhammed’i inkâra yönelten ve bu inançsızlık içinde olan kimsenin asla namazını kılma ve sakın mezarı başında da durma.”

Bak. 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve zaviyelerle Türbelerin seddine….dair kanun

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

2 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

3 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

4 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

5 saat ago
  • Makale

Bünyamin’in Alıkonma Süreci ve Su Kabı Meselesi-2

Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…

5 saat ago
  • Gündem

Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş

Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş Mirat Haber olarak, İslam'a aykırı olmadığı müddetçe, her…

5 saat ago