islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Yüceltilerek Misyonu Terk Edilen Rasulullah (a.s.) 1

Yüceltilerek Misyonu Terk Edilen Rasulullah (a.s.) 1
6 Haziran 2018 08:14
A+
A-

Allah’a hamd, elçisi Muhammed (a.s.)’ e ve O’nun izinden gidenlere salat ve selam olsun.

Yüzyıllardır insanlar sevdiği, saydığı, yücelttiği kimseleri veya sevmediği halde bu kişileri yüceltmek maksadıyla birtakım unvanlarla/ sıfatlarla anarlar/ seslenirler. Âlemlere rahmet ve bizim için çok güzel bir örnek olan ResulullahMuhammed (a.s.) için de, ‘Habibullah’ (Allah’ın Sevgilisi), Seyyidus sakaleyn: iki dünyanın efendisi’, ‘Kâinatın Seyyidi/ Efendisi’, ‘Peygamberlerin Efendisi’, ‘Güllerin Efendisi’, ‘Efendimiz’ gibi ifadeler kullanmışlardır.

Allah resulü yaşarken de insanlar O’nun için birtakım yüceltici/ ululaştırıcı ifadeler kullanmışlar. Peki, kendisi bu duruma nasıl bir tepki vermiştir? Ayet ve hadislerde bu durum çok açık bir şekilde açıklanmıştır. Ancak maalesef halkın çoğu bilinçten ve okumaktan uzak bir hayat sürmek istedikleri için taklit yolunu seçmiş ve babalarından gördüklerini uygulamış, alışkanlıklarından vazgeçmemişlerdir.

Rabbimiz bir ayette, ataların izinden bilinçsizce gidilmesini kınamıştır. Ama onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde bazıları: “Hayır, biz (yalnız) atalarımızdan gördüğümüz (inanç ve eylemler)e uyarız!” diye cevap verirler. Ya ataları akıllarını hiç kullanmamış ve hidayetten nasip almamış iseler?(2/ Bakara 170)

Yine Rabbimiz insanları amel etmeden evvel inanmaları gereken şeylere bilinçli iman etmelerini istemiş, akıllarını kullanmalarını, düşünmelerini ve bilinçli bir eylem olan zikir ile tatmin olmalarını istemiştir.[1]

Hz. Muhammed’i aşırı övüp ululaştırma karşımıza bazı uydurma rivayetlerle de desteklenen (Nur-i Muhammedi/ Hakikat-i Muhammediyye) inancı  olarak çıkmaktadır. Bu konuyu bir eserinde işleyen yazar İbrahim Sarmış konunun önemini ortaya koymaktadır. “Allah’ın nurundan yaratılan ilk şeyin Muhammed’in Nuru olduğu ve bütün varlıkların onun nurundan yaratıldığı (Nur-i Muhammedi/Hakikat-i Muhammediyye) inancından ve bütün peygamberlerin peygamberliklerini ondan aldıkları, bütün alemlerin onun hatırı için yaratıldığı, Adem çamur halinde olup henüz insan şeklini almadan Muhammed’in Peygamber olduğu, cennette yemesi yasaklanan ağaçtan yeme günahının bağışlanması için Muhammed’in yüzü suyu hürmetine Allah’tan bağışlanma dilediği ve günahının bu yüzden bağışlandığı, Muhammed adını nereden bildiğini soran Allah’a “gök kubbesinde Allah adının yanında onun adının yazılı olduğunu gördüğünü söylediği” inancından tutun da, Hz. Peygamber’in kullandığı eşyanın, tükürük ve dışkısının kutsallaştırılmasına kadar Resulullah konusunda İslam kültüründe meydana gelen abartma ve insan niteliklerinin üstüne çıkarma çabalarının ne büyük boyutlara ulaştığını insan görünce, bu uyarının ne kadar önemli ve gerekli olduğunu daha iyi anlıyor.

Ne yazık ki bazı Müslümanlar, Kur’an’ın bu nüansını sanki kavramamış ve anlamamış gibi Hz. Muhammed’i abartarak övme yarışına girmiş ve hem ayetlerin ve hadislerin söylediği, hem akıl ve mantığın kabul ettiği konumun üstüne çıkarmışlardır. Yine ne yazık ki onu beşer üstü konuma çıkarma yarışı bütün hızıyla günümüzde de sürmekte ve bizim gibi bir insan kimliğinden çıkarıp efsaneleştirmek için bazı kişiler ve çevreler fırsat kollar gibi davranmaktadır. Onun için Hz. Muhammed’i severken bid’at çıkarmamak gerektiğini anlatan Abdurrauf Muhammed Osman, kitabına Mehabbetu’r-Rasul Beyne’l-İttiba’ ve’l-İbtida’ (Uymak ile Bid’at Çıkarmak Arasında Peygamber Sevgisi)  adını koyarak bu çizgiyi belirtmeye çalışmış, onu sevenlerin aşırı yüceltme ve abartmalarla bid’atlara nasıl daldıklarını örneklerle anlatmıştır.” [2]

Peygamberimiz, “Ben Abdullah’ın oğlu Muhammed’imAllah’ın kulu ve resulüyümAllah’a yemin ederim ki O’nun verdiği makamın üstüne beni çıkarmanızı sevmiyorum” (Ahmed bHanbel, Müsned, 1/153, 24) derken adeta şu ayeti tefsir etmektedirMuhammed yalnızca bir elçidir; ondan önce de (başka) elçiler gelip geçtiler: Öyleyse, o ölür yahut öldürülürse, topuklarınız üzerinde gerisin geri mi döneceksiniz? Ama, topukları üzerinde gerisin geri dönen kişi hiçbir şekilde Allah’a zarar veremez. -halbuki Allah, (Kendisine) şükreden herkesin karşılığını verecektir.” (3/ Al-i İmran 144).


Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.