Önceki yazımıza bir hadisle devam etmemiz uygun olacaktır. Peygamberimiz kendisini yüceltme amacıyla: “efendimiz” diyenlere açıkça karşı çıkmış. Ümmetini de uyarmıştır:
.1. (5391)- Mutarrif İbnu Abdillah, babası (radıyallahu anh)’tan naklediyor: “Benî Amir heyetiyle Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın yanına gitmiştik.
“Sen bizim efendimizsin!” diye hitap ettik.
“Seyyidina Allah”: “Efendi, Allah’tır!” buyurdular. Biz:
“Fazilette en ileride olanımız, mertlikte en başta gelenimizsin!” dedik. Bize: “Söylediğinizin hepsi bu veya buna yakın bir söz olsun. Şeytan sizi (mübalağalı medihlerde) koşturmasın!” buyurdular.” [Ebu Davud, Edeb 10, (4806).]
Rabbimiz (Kainatın Efendisi Allah) ise Kur’an’ın hiçbir yerindeAllah’ın resulü için aşırı övgülerde bulunup Allah’ın sevgilisi, kainatın efendisi, hazret vb. ifadeler kullanmamıştır. Bilakis ya sadece Muhammed ya da Resulullah (Allah’ın elçisi),Abdullah (Allah’ın kulu),Beşerun mislikum(sizin gibi bir insan) gibi ifadelerini kullanmıştır.
“ (Ey Muhammed,) Biz senden önce de yiyip içen, çarşıda pazarda dolaşan (ölümlü) insanların dışındakimseyi elçi olarak göndermedik. (Böyle yaparak, ey insanlar,) kiminizi kiminiz için bir imtihan vesilesikıldık (ki,) sabredecek misiniz, (bunu kendiniz de göresiniz; yoksa,) Allah zaten her şeyi olduğu gibi görmektedir!” (25/ Furkân 20)
“Ama onlar yine de şöyle diyorlar: “Bu nasıl peygamber ki(diğer ölümlüler gibi) yiyip içiyor, çarşı-pazar dolaşıyor? Onunla beraber bir uyarıcı olarak (görünür) bir melekgönderilseydi ya! “ (25/ Furkân 7)
De ki: “Ben de sizin gibiölümlü bir insanım. Tanrınızın bir Tek Tanrı olduğu vahyolundu bana. Öyleyse, artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koysun ve Rabbine özgü kullukta hiç kimseyi, hiçbir şeyi (O’na) ortak koşmasın!” (18 / Kehf 110)
O halde insan düşünmektedir, neden Rabbimizin kullandığı tabirleri Allah’ın elçisi Muhammed için kullanmak yerine babalarımızın kullandıkları ifadeleri taklit etmekteyiz?
Bunu yaparken aklımızı kullanmıyor ve Allah’a ve resule muhalif oluyorsak nice olur durumumuz?
Birçok hadiste peygamberimiz bizi bu konuda uyarmaktadır. Bunlara iki örnek verelim:
2. (5392)- Hz. İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Hz. Ömer (radıyallahu anh)’in şöyle söylediğini işittim:
“Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı dinledim diyordu ki: “Hakkımda, Hıristiyanların Meryem oğlu İsa’ya yaptıkları aşırı övgülerde bulunmayın. Şurası muhakkak ki ben bir kulum. Benim için “Allah’ın kulu ve elçisi” deyin.” [Buhârî, Enbiya 44, ][1]
Ancak şunu da belirtelim ki‘Seyyid/ Efendi’ Kur’an da Yahya (a.s.) için olumlu manalarda kullanılmaktadır.[2] Türkçede de ‘çok efendi bir çocuk’, ‘çok bey efendi birisi…’ gibi cümlelerde ‘görgülü, nazik, kibar, erdemli’ manalarında kullanılmaktadır. Yani ‘Seyyid/ Efendi’ demenin yanlışlığı bunu törensel bir hale getirmek ya da abartacak şeklide ululaştırmak söz konusu olursa ortaya çıkar. Çünkü bazı ‘efendi’ ler insanlar üzerinde egemenlik kurmaya, onları köleleştirmeye kalkan mütekebbirlerdir.
Rabbim bizleri peygamberimiz hakkında hata işlemekten mümkün olduğunca sakınanlardan eylesin. Amin
—
[1] Ayrıca “Ben Abdullah’ın oğlu Muhammed’imAllah’ın kulu ve resulüyümAllah’a yemin ederim ki O’nun verdiği makamın üstüne beni çıkarmanızı sevmiyorum” (Ahmed bHanbel, Müsned, 1/153, 24)
[2] 3/ Ali İmran 39: Zekeriyya mâbedde durmuş namaz kılarken melekler ona şöyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime’yi tasdik edici, efendi, iffetli ve sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya’yı müjdeler.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi