Bu gün 12 Eylül darbesinin yıldönümü…
Karanlık hem de kapkaranlık günlerin yıl dönümü aslında bugün…
Hep söylediğimiz gibi, darbeler kim tarafından yapılırsa yapılsın, devletimizin bekasını milletimizin zekasını hafife alma teşebbüsleridir..
12 Eylül’de de böyle oldu. Yıllardır bitmek ve tükenmek bilmeyen terör olayları, darbe sayesinde bir gecede son bulmuştu. Nasıl olmuştu bu? Yoksa darbeyi yapan Kenan Evren ve avanesi, darbenin şartlarının olgunlaşmasını mı beklemişlerdi? Olgunlaşmasını beklerken de şartların olgunlaşmasına katkı da sağlamışlar mıydı?
Yunanistan’ın Kıbrıs harekâtından sonra NATO’nun askeri kanadından ayrılmasının ve daha sonra geri dönmek istemesinin, 12 Eylül darbesine etkisi olmuş muydu?
Aslında 1980 darbesinin nedenlerini araştırmak için 1974 Kıbrıs çıkarmasına kadar inmek gerekiyor. Kıbrıs çıkarmasına karşı çıkan ve bize Ambargo uygulayan ABD ve NATO, bu çıkarmadan rahatsız olmuş Ambargo dahil üzerimizde her türlü baskıyı kurmaya çalışmıştı.
1974 Temmuz’undan Sonra ise Yunanistan, NATO’nun Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini engellemediği gerekçesiyle NATO’nun askeri kanadından ayrıldı. Yunanistan 1976 yılında geri dönmek istedi ama artık taşlar yerinden oynamıştı. Türkiye bunun için Ege’deki komuta-kontrol alanlarının yeniden belirlenmesini şartını koşunca, NATO Avrupa Kuvvetler Başkomutanı Alexander Haig ve ardından bu göreve gelen Gen. Rogers, hem Bülent Ecevit hem de Süleyman Demirel nezdinde girişimde bulundular ama sonuç alamadılar.
Bu arada dünyada ki dengeler değişmeye başlamış, Sovyetler Birliği Akdeniz’de ki etkinliğini arttırmıştı. Özellikle Sovyetler Birliğinin Afganistan’a müdahalesi ve İran’daki ABD yanlısı Şah rejiminin yıkılışı, Batılı güçlerin Yunanistan’ın askeri kanada tekrar alınması noktasında baskıları arttırdı.
Dünyanın jandarması ABD’nin, ülkemiz dahil dünyanın herhangi bölgesinde meydana gelen darbelerden haberinin ve hatta etkisinin olmadığını söylemek, saflık ve dahi aptallık olur. Bunun en son örneğini biz, CIA bağlantılı 15 Temmuz darbe girişiminde bir kez daha gördük.
1970’li yılların ikinci yarısında Ambargo ile uğraşırken ülkemiz, sağ sol çatışmalarına da sahne oluyordu. Sağ sol çatışmaları sokaklarda birileri tarafından tetiklenirken, aynı tabanca sabah sağcıyı akşam solcuyu öldürüyordu.
O günün şartlarında pekte anlayamadığımız ama bugünden geriye doğru baktığımızda ilmek ilmek darbenin şartlarının hazırlandığı, plan ve programın darbe şartlarını olgunlaştırmak için yapıldığını görebiliyoruz.
12 Eylül darbesi gerçekleştiğinde bizzat Kenan Evren tarafından televizyonda okunan metin şuydu:
“Girişilen harekâtın amacı; ülke bütünlüğünü korumak, millî birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve demokratik düzenin işlemesine mâni olan sebepleri ortadan kaldırmaktır.”
Darbenin üzerinden bir ay bile geçmeden, ABD ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, Yunanistan’ı NATO’nun askeri kanadına tekrar alma girişimleri başlamıştı.
3 Ekim 1980’de Başbakan Yardımcısı Turgut Özal ile Başkan Danışmanı Z. Brzezinsky arasında gerçekleşenn görüşmenin ana maddesi, Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşüydü.
Brzezinsky toplantıya, Özal’ın yeni hükümette kritik bir görev üstlenmiş olmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek başlamıştı… Arkasından taleplerini açıkladı:
Brzezinsky yani ABD’ye göre, Türkiye Yunanistan arasında ki sorunlar çözülmeli, Yunanistan NATO’nun askeri kanadına tekrar dönmeliydi.
Tabii ki bu toplantıda Türkiye’nin de, ekonomik yardım ve bölgede etkin bir rol oynayabilmesini için Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonunu ve sağlanacak askeri yardımlar noktasında talepleri vardı.
Artık bu görüşmeden sonra süreç çok hızlı işleyecekti. General Rogers’in 17 Ekim’de Ankara’da Evren’le görüşecek, ardından NATO yetkilileri 20 Ekim’de Brüksel’de NATO Savunma Konseyi’ni toplantısında Yunanistan’ın askeri kanadına dönüşünü onaylanacaktır.
Bu yazımızda, 12 Eylül 1980 darbesinin en önemli sebebini özetleyerek açıklamaya çalıştık.
Ancak burada, ülkemiz insanına dayatılan darbelerden birkaç örnek verelim ki, yapılan darbelerin arkasında ki güçleri biraz daha net anlayabilelim. 1960 darbesinde, mahkeme başkanı Salim Başol’un, başta Adnan Menderes olmak üzere tutuklulara hitaben “sizi buraya koyan güç böyle istiyor” demesi; 1980 darbesi gerçekleştiğinde ABD ulusal güvenlik konseyi başkanı Paul Hanze’nin, Amerikan başkanı Jimy Carter’a büyük bir heyecanla “bizim çocuklar başardı” haberini vermesi, darbelerin arkasında ki üst aklı deşifre eden örneklerdir.
Yazımızı bitirmeden önce, 12 Eylül darbesinde milletimize ödetilen faturadan bir kaç madde yazmaya çalışalım:
*1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
*210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
*50 kişi idam edildi
*30 bin kişi işten atılarak mağdur edildi
*14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı
*Kültür-sanat etkinliklerini de baltalayan darbeciler, yaklaşık bin filme yasak getirdiler.
Selam, saygı ve muhabbetlerimle..
Şaban DOĞAN
MİRATHABER.COM
11 Aralık Çarşamba 21,30 Ali Rıza Demircan Hocamız Akit Tv’de Köprü Programına Konuk Olacak... İNSANIN…
Dış Basın: Erdoğan İslam Dünyasının Doğal Lideri Türkiye'nin Bölgesel Liderliği Pekişiyor 61 Yıllık Kanlı Rejimin…
Suriyelilerin Vatanlarına Dönüş Umudu: Yeni Hayatlar için Sınır Kapılarında Bekleyiş Hatay Sınır Kapılarında Vatan Hasreti…
Şam Hapishanelerinde Kadınlara Sistematik Olarak Tecavüz Edildiği Ortaya Çıktı Suriye'deki Şam hapishanelerinde kadınlara yönelik insanlık…
Şeytanyahu’nun Tedirginliği: Baas Rejimini Deviren Gruplara Sert Tehdit İsrail’in Suriye’ye Müdahale Gerekçesi İsrail Başbakanı Binyamin…
Tarihi yaklaştıkça beni rahatsız eden o gece geliyor... Rahatsız oluyorum elimde değil.... O gece geldiğinde,…
View Comments