Yunanlılardan Famagusta Yalanı: Tarihi Çarpıtan Dizi Tepki Çekiyor
Yunan Mega TV’de yayınlanan “Famagusta” dizisi, Türkiye’nin 1974 yılında gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekâtını karalıyor. Dizide, Türk askerinin sivil halka ateş açtığı gibi korkunç iftiralar yer alıyor. Ayrıca dizi ’de Rum çetelerinin katliamları ise göz ardı ediliyor. Bu tek taraflı anlatım ise maalesef Kıbrıs’taki gerçekleri çarpıtmak adına yapılıyor.
“Yunanlılardan Famagusta yalanı” ifadesi, dizinin içeriğini özetliyor. 24 bölümlük dizi, Türk-Yunan ilişkilerinin iyileştiği bir dönemde yayınlanıyor. Türk askerinin Kıbrıs Barış Harekatı’ndaki rolü yanlış bir şekilde gösteriliyor. Kıbrıslı Türkler, dizinin gerçekleri saptırdığını ve düşmanlık aşıladığını belirtiyor.
Yunan basınını ise, tarihi gerçekleri çarpıtmak adına yapılan bu diziyi yere göğe sığdıramadı. Ethnos gazetesi, dizinin ikinci bölümüne dair detaylarını da paylaşmaktan geri durmadı.
Yunan Mega TV’de yayınlanan “Famagusta” adlı 24 bölümlük dizi, Kıbrıs Barış Harekatı’nı çarpıtarak anlatıyor. Ve Türk askerine yönelik iftiralar içeriyor. Dizi, KKTC’nin Gazimağusa olarak bilinen eski Mağusa kasabasının hikayesini ele alıyor. Türk-Yunan ilişkilerinin iyileştiği bir dönemde başlayan dizi, Kıbrıs’taki 1974 olaylarını Rum ailesinin perspektifinden sunuyor. Kıbrıslı Türkler, dizinin gerçekleri saptırdığını ve düşmanlık aşıladığını belirtiyor. Dizide, Türk askerinin sivil halka ateş açtığı gibi asılsız iddialar yer alıyor. Bunun yanı sıra Rum çetelerinin Türklere yönelik katliamları ise göz ardı ediliyor.
Yunan yayın organı Ethnos gazetesi dizinin propagandasını yaparak ikinci bölümün özetini geçmeyi de ihmal etmedi.
“Mağusa, sürükleyici prömiyerinin ardından ikinci bölümüyle 28 Ocak Pazar akşamı saat 21:00’de geri dönüyor. Kıbrıs’a 50 yıl önce damgasını vuran trajik olaylarla derinden bağlantılı bir hikayede iyi saklanmış sırlar yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor.
Eleni’nin ortadan kaybolması Sekeris ailesinde huzursuzluk ve endişeye neden olmuştur. Aynı zamanda Thodoris, arkadaşı Cleanthi’ye olanları anlatırken soğukkanlılığını yeniden kazanmaya çalışmaktadır. Hristina ve Andreas’ın en büyük oğlu Pavlos, sağlığıyla ilgili aldığı tatsız haberin ardından oğluyla daha fazla vakit geçirmeye çalışır. Ayrı yaşadığı karısı Iphigenia, gerçeği kabullenmeyi reddeder. Sadece kalan bu birkaç ay için bile olsa tekrar birlikte olmayı ister.
Michael, Paul’den Christina’yı hazırlamakta olduğu belgesel için ifade vermeye ikna etmesini ister. Daphne’nin erkek arkadaşı Tefcros Londra’dan döner ve aile çiftliğiyle aktif olarak ilgilenmeye başlar. Daphne, evli bir adamla ilişkisi olduğunu öğrendiği Helen’i Michael’ın evinde arar. Ancak kayıp kadının köpeği, kuyuda saklanan sırrı gün ışığına çıkaracaktır. Bunu yaparken Helen’in cansız bedenini bulurlar ve ölüm haberi herkeste şok etkisi yaratır. Polis hemen soruşturmaya başlar.
Gazeteci, Megalossos’un sembolü olan kadınla tanışmak ve onu dinlemek için Kıbrıs’a gidiyor. 20 Temmuz 1974’te, halkının soğukkanlılıkla öldürülmesine ve vatanı Girne’nin yok edilmesine tanık olmanın mutlak dehşetini yaşadığında olduğu gibi, hala – kendi deyimiyle – 27 yaşında. Onun tüyler ürpertici tasviri…
Ancak Despina Bebedeli’nin “Famagusta” dizisindeki performansı da tüyler ürperticiydi. Niki Lymperaki, Harita Madoles’i örnek bir şekilde canlandırmak üzere televizyona dönen ve büyüleyici monologuyla izleyicileri büyüleyen, dizinin galasında övgü dolu eleştiriler alan büyük aktrisle konuşuyor.
MEGA’nın Andreas Georgiou, Vana Demetriou ve Koullis Nikolaou imzalı yeni dram dizisi “Famagusta”nın oyuncu kadrosunda çok önemli bir aktör daha yer alıyor. Grigoris Baltinos, Kıbrıs tarihine damgasını vuran kritik olaylarda kilit bir tarihi figür olan Kıbrıs Başpiskoposu Makarios’u canlandırıyor.
Tiyatroda uzun bir kariyere sahip olan başrol oyuncusu, senarist Vana Demetriou ile “Twin Moons” dizisindeki başarılı işbirliğinden sekiz yıl sonra televizyona geri dönüyor. Ayrıca Los Angeles’ta yönetmenlik eğitimi alan ve dizide diyalog yazarı rolünü üstlenen 34 yaşındaki oğlu Nikiforos ile birlikte çalışıyor.
Türkiye’nin Kıbrıs’ı işgalinin 50. yıldönümü vesilesiyle, gerçek olaylardan esinlenen ve bir aşk hikayesini merkezine alan “Mağusa” dizisi bizleri büyülemeye geliyor. Dizi, 24 bölüm boyunca trajik olayları en başından ele alıyor. Zamanın donduğu sıfır noktasına geri dönen Vana Demetriou imzalı senaryo, Dimitris Tokaris’in araştırma katkısıyla kolektif hafızamıza derinlemesine kazınmış kişi ve olaylara ışık tutuyor.
Türkiye’nin ikinci harekâtı olan “Attila II” adanın %36,2’sini işgal eder ve 120.000 Kıbrıslıyı yerinden eder. 20.000 kişi ise mahsur kalır. Elli yıl sonra, eski Kıbrıs tatil beldesi olarak adlandırılan “hayalet şehir” Mağusa, yer değiştirmeye zorlanan ancak asla unutulmayan binlerce insan hikayesini akla getiren açık bir yaradır!
MEGA serisinde Grigoris Valentinos, Kıbrıs Otosefal Ortodoks Kilisesi Başpapazı ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı rolünü oynuyor. Ruhani bir adam. Halkının çıkarları için bir savaşçı ve modern ve çağdaş zamanlarda Helenizm’in en önde gelen lideri. Avrupa ve Amerika’da tanınmış değeri olan bir kişilikti. Adanın Ulusal Liderini devirme girişimi 74 yazında Kıbrıs’ın felaketle sonuçlanan işgaline yol açtı. Tutkusu ölümünü hızlandıran manyak bir sigara tiryakisiydi.”
Türkiye olarak böyle bir yalanı ve iftirayı kabul etmemiz mümkün değil. Bu dizinin, Türk Yunan ilişkilerinin normalleşemeye başladığı bir dönemde yayınlanmaya başlaması ise bizlere manidar geldi.
Türkiye, 1974 yılında Kıbrıs’a bir askeri çıkarma gerçekleştirdi. Bu harekatın temel nedeni, adada yaşayan Türk toplumunun güvenliğini sağlamaktı. Bunun yanı sıra Kıbrıs’taki darbe sonrası artan Yunan Cuntası’nın etkisine karşı koymaktı. Darbe, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamayı amaçlıyordu ve bu durum, adadaki Türkler için ciddi bir tehdit oluşturuyordu. Türkiye, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşmalarından biri olan Garanti Anlaşması uyarınca, adadaki barışı ve düzeni koruma hakkına sahipti. Bu bağlamda, Türkiye’nin müdahalesi, Kıbrıs’taki Türk toplumunun güvenliğini koruma ve adanın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü savunma amacını taşıyordu.
Türkiye’nin adına “Barış harekatı” dediği bir olayı, gerçekleri çarpıttığı dizlerle karalamak, ancak Yunanlılara yakışırdı.
MİRATHABER.COM