Aşağıdaki parantez içine alınmış satırlar bir Şark hocası’na ait.
Kendisini büyük bir İslam alimi gibi gören ve çevresindeki giderek azalan bir avuç insanı da buna inandırmış olan mütekebbir ama aslında zavallı bir adam.
Yıllarca köşe yazarlığı yapmış, şimdilerde kapanmış bir televizyon kanalının açılmasına öncülük etmiş bir kişi. Üstelik bir Kur’ân meali çalışması da yapmış ama Kur’ân dışı görüşleri de olan bir araştırmacı. Büyükçe bir dünyalık edinmesine vesile olmuş, ayrıca üst üste dizilse boyuna yaklaşan kitapları da olan bir yazar çizer.
Ama tekebbürü sebebiyle kendisini pâye kazandırmış müsbet düşüncelerini inkâra yeltenmiş bir müflis.
{İşin içine gücün girdiği yerde “Şark Müslümanları” otomatikman güçten yana tavır alıyor. Kendisinin eline güç geçtiğinde o gücü, o güç nispetinde kendisine tanrılık yakıştırarak kullanıyor.
Karşısındakini sapık ilan etmesi, karşısındakini cehennemlik ilan etmesi, kafir ilan etmesi de buradan kaynaklanıyor. Kendisini de cennetlik, kurtulmuş arınmış piri pak…
Kadının şortu kendini ilgilendirir onun kıyafetinden sana ne! Niye bu kadar her yeri dizayn etme meraklısısın. Neden böyle içinde bir “Hitler” gezdiriyorsun. Herkesi kendinize benzettiğinizde dünya şu anki coğrafyanız gibi olacak. Pislik götürecek! Düşünemiyorsunuz.
Şark Müslümanları İslam dünyasının ana gövdesini oluşturur. Bu dünyayı bir bütün olarak eleştirip yermek adam işi olmasa gerek.
Hiç şüphesiz nitelikleri belirlenen insan tipi dünyanın her yerinde ve Müslümanlar arasında da var.
Özellikle de Kur’ân ve Sünnet bilmez dünyaya kapalı müsvedde mütekebbir ŞEYHLER arasında da mevcut.
Ama sayıp dökülen olumsuzlukları bütüne teşmil etmek de ne oluyor?
Bu kişi, yaşadığı toplumun Müslümanlarını toplum dışına itip gerileten laik düzenle hiçbir kavgası olmayan adamdır. Düzenin Tağutları olan zaleme takımı ile çatışması olmayan düzenbaz bir Şark hocasıdır.
Görüşleri kendisini gösteriyor.
Her bir cümlesi eleştirilebilir olsa da, tenkidi bizim de okuyucunun da çok zamanını alır. Herkesin ilgi duyulabileceği bir paragrafına olsun değinelim.
“Kadının şortu kendini ilgilendirir onun kıyafetinden sana ne! Niye bu kadar her yeri dizayn etme meraklısısın. Neden böyle içinde bir “Hitler” gezdiriyorsun. Herkesi kendinize benzettiğinizde dünya şu anki coğrafyanız gibi olacak. Pislik götürecek! Düşünemiyorsunuz.”
Bizim sözlüğümüzde “Sana ne” yoktur. Müslüman yaşadığı toplumda din ve akıl dışı olan her şeyle yani Münker ile farz görevi olarak ilgilenir. Örneğin deist eğitimle ve faizci ekonomi düzeni ile de alakalanır.
Kişiliğini değil de dişiliğini teşhir eden kadının şortu, karısı ve kızı olsun veya olmasın her Müslümanı ilgilendirir. Çünkü bu bir ahlâk sorunudur. Müslüman kaba bir tebliğ tavrıyla değilse de ince bir telkin edasıyla sözlü veya yazılı uyarı yapar.
İnsanlık değerleriyle örtüşen İslam ile -fiilen zorlama yapmaksızın- dizayn etmek merakı ve atılımı bir erdemdir.
Kişinin içinde Nefs-i Emmare’si olan Hitller’i olabilir ama Müslüman onunla da mücadele eder.
Şu andaki çoğrafyamız iftiharımız değildir. Ama bütün dünyayı örneğin silah, ilaç, gıda ve spor sanayi ile sömüren dışımızdaki dünya kadar pisleşmedik.
İkinci dünya savaşında nükleer silah kullanarak kendi aralarında kan döken; İslam dünyasında ise Cezayir’de, Irak’ta, Afganistan’da ve maşalarıyla da Türkiye’de milyonlarca cana kıyan ve şimdi de İsrail’n Gazze katliamına destek verip alkış tutarak piçleşen zalim Batı dünyasından hayırlı olduğumuz da açıktır.
Anlattıklarımız okuyucularımıza fayda sağlarsa da karanlık Batı’yı insanlık modeli olarak gören ruhu kararmış “ Şark hocası”na ve benzerlerine yarar sağlamayacağı açıktır.
Geçmişin hatırasına hürmeten vefasızlık da yapmayalım, cümlemiz için istikamet dileyelim.
MİRATHABER.COM – YOUTUBE