Kur’ân-ı Kerîm’de namazla birlikte pek çok defa tekrarlanan zekât, mallarımız üzerinde Allah’ın yaratıcılığı ve egemenliğini fiilen tanımadır.
Kur’ân-ı Kerîm’de namazla birlikte pek çok defa tekrarlanan zekât, mallarımız üzerinde Allah’ın yaratıcılığı ve egemenliğini fiilen tanımadır. İmana belgedir. İslâmî hayata geçiş köprüsüdür. Ruhları arındıran, ekonomiye canlılık kazandıran ibadettir. Şartları gerçekleştiğinde mutlaka verilmesi gereken zekât, Cennet’e girme sebebi kılınan -olmazsa olmaz-ibadettir. Verilmemesi Allah’a isyan, kullara zulümdür. Sorgulanacağımız Allah ve insan hakkıdır. Cehennem habercisidir.
Ev, ev eşyası, araba, gerekli sanat ve bilim kitapları ve bir yıllık ihtiyacı karşılayacak meblağ dışında yaklaşık 85 gram altın veya bu değerde para, ticaret malı, hisse senedi ve hazine bonosu gibi artıcı nitelikli malî güce, bir yıllık süre ile sahip olan kişi zekât vermekle yükümlüdür.
Altın gümüş, ticaret malları ve hisse senetlerinden kırkta bir oranında zekât verilir.
Fakir ana- babaya, çocuğa ve toruna ve kadın eşe zekât verilmez. Onlara nafaka verilir. Nafaka da zekât gibi Allah’ın yüklediği bir görevdir. İsra sûresinin 26. âyetinde şöyle buyrulur: “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver, fakat saçıp savurma.”
İhtiyaçlarını karşılayamayan kardeşe, kız kardeşe, amcaya, dayıya, kayınpeder ve kayınvalideye ve diğer akraba fertlerine zekât verilebilir. Peygamberimizin açıklamasına göre onlara verilmesi diğer kişilere verilmesinden iki katı fazla sevap kazandırır. Ayrıca akrabalık görevleri yerine getirilmiş, haset/kıskançlık giderilmiş ve kaynaşma sağlanmış olur.
İçki-kumar ve zina gibi haramları alenen işleyenlere zekât verilmez. Onların eşleri ve çocuklarına verilebilir/verilmelidir. İslâm bilginlerinin genelinin kabulüne göre aramızda yaşayan fakir gayr-ı Müslimlere zekât verilmez. Ancak onlara zekât dışı sosyal yardım yapılmalıdır. İslâm’da mal ayrılığı sistemi olduğu ve nafakayı sağlamakla koca yükümlü olduğu için koca karısına zekât veremese de, zengin kadın fakir kocasına zekât verebilir.
Bedenen güçlü olup çalışabilir konumda olan fakat çalışacak iş bulamayan veya çalıştığı halde ailesinin ihtiyaçlarını ve çocuklarının eğitim masraflarını karşılayamayan kişiye zekât verilebilir. İşyerimizde çalışan bu gibi çalışanlarımız tercih edilmelidir.
Verilirken içimizden zekâta niyet edilmesi gerekir. Sivil toplum örgütleri aracığıyla verilecek zekât, diğer insanları da yönlendirme olması için açıktan verilebilir. Ancak onurlarını korumak için fakire doğrudan zekât verilirken yapılan yardımın zekat olduğu asla söylenmemelidir.
Gayr-ı menkullerin/taşınmazların ve fabrikaların kendilerinden değil, gelirlerinden zekât verilir. Alınıp satılan ticarete konu malların, arsaların ve diğer taşınmazların değerleri üzerinden zekât verilir. Ancak ticaret mallarında yalnızca kârdan değil, sermaye artı kazanç ikilisinden ödenir. Ticari taksilerin gelirlerinden zekât verilir. -Olmazsa olmaz-aslî ihtiyaçlardan oldukları için ne derece değerli olurlarsa olsunlar oturulan evler ve binilen arabalar için zekât yükümlülüğü yoktur. Ancak evlerdeki altın veya gümüş servis takımları ve bu madenlerden yapılı diğer süs eşyaları zekâta tabidir. Altın, gümüş ve elmas türü takılar hariç çeyizlere zekât düşmez. Alınamayacak batak alacaklara da zekât düşmez. Alınabilir alacakların zekâtı, alınmadan verilebileceği gibi alındıktan sonraya da ertelenebilir.
Kur’ân’la belirlenen yerlerine verilmesi gerektiği için devlete ödenen vergi zekâta mahsup edilemez. Zekâtın bulunduğumuz bölgenin fakirlerine verilmesi tercih sebebi ise de fakir Müslümanlara verilmek üzere yurt içi veya dışında bir yere de gönderilebilir. Mallarını kaybetmiş depremzedelere de zekât verilebilir.
Faiz, kumar, rüşvet, karaborsa, hırsızlık, içki- kumar ve fuhuş işletmeciliği gibi haram yollarla; insanlara zulmedilerek edinilen kazançların zekâtı yoktur. Allah, yalnızca helâl yollardan; insanların hakları gözetilerek edinilmiş kazançlardan ve yalnızca kendi rızası amaçlanarak yapılacak hayırları kabul eder. Haram yollarla kazanılmış servetler toplumun malıdır. Onlar bütünüyle topluma iade edilmelidir.
İslâm bilginlerinin büyük çoğunluğuna göre zekâta ilişkin şartlar Fitre’de yoktur. Temel ihtiyaçları yanı sıra bayram günü ve gecesi gereksinimlerini de karşılayabilecek kişi de, fitre verir. O, alabileceği gibi fitre de verebilir.
Zekâtla zenginleri, fitre ile zenginlerin yanı sıra fakirleri de verici konumuna yükselten İslâm ne yüce bir dindir. Zekât ve fitre ile dayanışma ne büyük bir erdemimizdir.
Bu yıl için 70 lira olarak belirlenen fitre en alt dilimi oluşturur. Bu miktarı düşmemek koşuluyla Maide sûresinin 89. âyetinden hareketle ailemize yaptığımız gıda harcamaları esas alınarak bir günlük yiyecek ve içecek ihtiyacını karşılayacak miktar fitre olarak verilmelidir. Hayat nimetine şükür olduğu için fitrenin üst sınırı yoktur.
Kişi kendisinin fitresi yanı sıra yeni doğmuş olanları dahil küçük çocuklarının, velayeti altındaki akıl hastalarının ve bakmakla yükümlü olduğu fakir ana babası ve kardeşlerinin fitresini verir. Zekât verilebilen herkese fitre verilebilir. Ramazan bayramının birinci günü görevleşirse de fitre Ramazan ayı boyunca da verilebilir.
Ali Rıza DEMİRCAN
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
View Comments