Zeybekci: Kimse Kimseye Dinî Terbiye Vermeye Kalkışmasın

Dinî Uyarılara Açık Olmayan Siyasetçiler Nefislerinin Kölesidir

AK Parti’nin İzmir adayı Nihat ZEYBEKCİ,Hürriyet yazarı Abdulkadir SELVİ’ nin sorularına cevap verdi. ZEYBEKCİ, şarap üretimiyle ilgili açıklamalarına tepki gösteren kesimleri şu şekilde eleştirdi: “Biz hükümet olarak bağcılığı, şarap ihracatını destekliyoruz. Yurt dışı fuarlarına katıldıklarında destek veriyoruz. Şarap haramdır. Ama belediye başkan adayı olarak benim böyle bir tartışmaya girmem doğru olmaz…İzmir’de bir marka çalışması olduğunda bunu desteklemem mümkündür. Ben lafını evirip çeviren bir adam değilim. İçimden geçenleri söyledim. Kimse kimseye dinî terbiye vermeye kalkışmasın.”

Değerli okuyucularım;

Mirat-Haber yazarı olarak elimizden geldiği kadar hep doğruları söyleme yönünde gayret gösteriyoruz. Bu doğrultuda hangi siyasî/idarî kimlik taşısa taşısın herkese bilgi ve tecrübelerimizle yardımcı olmak için çabalıyoruz. Bu bağlamda ortaya konulan doğruları takdir ederiz, yapılan veya yapılmak istenen yanlışları ise düzeltilmesi için en münasip bir lisanla çaba gösteririz. Özellikle marifete ve(ya) hikmete dayanan uyarıların manevî değerine ve ehemmiyetine dikkat edilmelidir. Bunlara itiraz etmek, muhatabın nefsiyle bir sorunun olduğuna işarettir.

Hangi dünya görüşünden olursa olsun bazı yöneticilerimiz ve siyasetçilerimiz, belirli bir pozisyonda olmanın gururuyla, şöhretin veya cehaletin yol açtığı gafletin etkisiyle haricî nasihatleri önemsememeye başlar.

Bir insanın manevî dünyasının yapısını ve niteliğini, pratik eylemlerinden (amellerinden) anlayabileceğimiz gibi söz ve tavırlarından da ortaya çıkartabiliriz. Kişinin sarf ettikleri sözler, ferasetle tahlil edildiğinde o kişinin ruh ve nefis halini teşhis etmek gayet kolaydır. Üslûb-i lisan aynıyla insandır. Biz Nihat ZEYBEKCİ’nin tasvip ettiği içki üretiminin devletçe desteklenmesinin hem Kuran ve Hadislere dayandırarak, hem de reel sosyo-ekonomik verileri esas alarak, bunun her yönüyle zararlı olduğunu 12 Şubat 2019 tarihli haber-yorum yazımızda açıklamıştık.

Bu uyarılardan rahatsızlık duyduğu anlaşılan Nihat ZEYBEKCİ’nin bu seferki çıkışı ise, ilk açıklamalarından daha tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır. “Kimse kimseye dinî terbiye vermeye kalkışmasın.” sözü, bazen bir su birikintisi üzerindeki çöpe konan bir sivrisinek gibi kendini kaptan-ı derya sanan zavallı bir kişiyi hatırlatmaktadır. Şimdi “tezkiye-i nefis, her kişi ve her makam için lazım” desek sosyal ahlâk yönünden nefis terbiyesi üzerinde durmamız gerekecektir. Bu uzun bir konu olacağı için başka bir yaklaşımla “kendini bilmek” üzerinden konuyu ele alalım. Siyaset arenasına girmeden önce manevî tekâmülünü tamamlamamış kişiler, ne yol yordam bilir, ne Hak-Bâtıl’ı birbirinden tefrik edebilir, ne mütevazi, ne de vakur olabilir.

İleride önemli bir makamı işgal etmeyi düşünen bir kişinin “şarabın haram olduğunu” bile bile alkolle ve alkolizmle mücadelede herhangi bir girişimde bulunmak bir yana alkol üretim ve tüketiminin teşvikini savunuyorsa burada manevî yönden tekemmül etmemiş bir şahsiyet sorununun yanında aklen ve mantıken oluşmamış bir vizyon sıkıntısı var demektir. Basiretli ve şuurlu bir yönetici, mutedil yolu seçerken, ne kendini, ne de başkalarını yanlışa sevk eder. Şuurlu bir yönetici, manevî/uhrevî mesuliyetinin idrakiyle hakikati görür, Allah’ın menhiyatından sakınır, emirlerine uyar ve başkalarına da doğru yolu gösterir. Toplumsal düzeni sarsacak ve yeni sosyal maliyetlere sebebiyet verebilecek her türlü engeli de ortadan kaldırmaya gayret eder.

Tam tersi alkol üretim-tüketim konusunda lakayt kalmak bir yana destekleyici bir tavır koyan bir yönetici, uyarıları da dikkate almadığı gibi meydan okumaya kalkışırsa menhiyatı ibadet gibi savunur ve sözlerinden dahî pişmanlık duymaz. Bu manevî derekeye düşmüş bir yöneticinin ufuk bakışı sakat olduğu gibi kendi içine de doğru bakamaz ve yanıltıcı/şeytanî mukayeselerin cazibesine kapılıp, hakikat penceresinden iyice uzaklaşır ve nefsinin kölesi olur.

Madem maneviyat büyüklerini dinlemiyorlar o halde üst yönetimde bulunan şuurlu AK Partili kardeşlerimiz, hakikat sevgisi, kendini bilme, tevazu ve itidal gibi yol şartlarından uzaklaşmış belediye başkan adaylarını uyarma zahmetinde bulunuveriniz. Vebal ve sorumluluğunuz büyüktür. 2023 hedeflerinde herhalde içki üretimini artırmak diye bir hedefiniz yoktur. Türkiye, bu ufuk körlüğü ile bir yere varamaz. Kim bilir belki de bu ufuk sapması veya bozukluğu, Hak ve Hakikat çizgisinde gerçek bir yol haritasının eksikliğinden kaynaklanabilir. Gayr-i meşru hal ve gidişatın görülebilmesi için, tefekkür ve murakabeye ihtiyaç var.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi