Zeytin Dalı: Yeni Nesil Operasyon

FETÖ darbesi ardından içindeki hainleri temizleyerek sayı ve uzmanlarda çok kayıp veren TSK”nın, etkisini yitirdi dedikleri anda Afrin”deki operasyonu şaşırtıcı ve iftihar edici düzeyde gerçekleştirmesi, yeni nesil askeri düşünce adına da sevindirici bir gelişmedir. Gerek yerli gerekse uluslararası örgütler, Türk Silahlı Kuvvetleri”nin  Afrin”de yuvalanmış PKK teröristlerine karşı meşru müdafa hakkını kullanarak başlattığı Zeytin Dalı operasyonunun şu ana kadar sivil halk üzerinde zaiyat vermemesi konusunda operasyonu övüyorlar.

Yerli halkın kayıplarının olmamasının yanısıra, gösterilen soğuk kanlılık, verimlilik, sonuçlar, hassas hedefleme, yerli silah ve mühimmatın uygulanması, 21. yüzyılda Türkiye”nin rolü konusunda önemli emareler içeriyor.

Bunların yanısıra Türkiye”nin hazırlanan tuzağa düşmemiş olması da çok önemlidir.

Askeri Tuzak şuydu: eğer TSK televizyon yorumcularının oturdukları yerden önerdikleri gibi bir gün içinde Afrin”e ulaşmayı hedefleseydi bunu başarabilirdi. Ancak Afrin, üç farklı dağlık kitlenin ortasındaki ince bir vadideki bir çukurdadır.

Eğer birliklerimiz, tanklarla ve piyadeyle Afrin önüne gelmiş olsa hem buradaki direniş hem de sivil halk zarar görmesim diye duracaktı. O anda arkasındaki iki dağlık kütlede sığınaklarda bekleyen ve bir bölümü hala yerinde olan PKK ve onların İngiliz, Amerikan, İsrailli destekçileri Kuzeybatı ve Kuzeydoğu yönlerinden çukurda kalmış Türk kuvvetlerini üç yönden kuşatacaktı.

Onları kurtarmak için TSK muazzam güç kullanacak, güneydeki kent savunmasını yarmaya çalışacak ve bunun soncunda büyük sivil zaiyat verilecekti. Bu tabii Türkiye aleyhinde direnilmesi zor uluslararası bir kampanya başlayacaktı. Erdoğan savaş suçlusu tamtamları çalınacak, Türkiye her örgütte askıya alınacaktı.

Amerika sadece Rakka merkezinde 3000 Arap sivili öldürdü. Dünya basını lafını bile etmedi. Amerika ve Batı için bu sadece öldürülmesi mübah Orta Doğuluların istatistiksel bir verisidir. Kimse umursamaz.

Oysa Türkiye Cumhuriyeti, en insancıl ve müşfik biçimde, bölge halkını kendi öz kardeşi gibi görmekte. Kürt, Arap ve Türkmen, hepsi akrabalarımız, kardeşlerimiz. PKK katilleri tarafından rehin alınmışlar. Her rehine vakasındaki gibi bazıları Stokholm Sendromuna yakalanmış ve zorba hayduda sempatisi artmış.

Ama her rehine kurtarma operasyonundaki gibi Türkiye de bir yandan çok hassas davranıyor, bir yandan da zamanı kendi lehine kullanıyor. Tıpkı Girit”in fethindeki gibi. Küçücük Girit 30 yılda alınmıştı ama alınınca da halkı bu sabır ve hassasiyet karşısında topluca İslamiyeti kabul ettiler.

Burada da büyük çaplı bir rehine kurtarma operasyonu yapılmaktadır. 5-10 yerine 5-10 bin terörist vardır ama mantık aynıdır. Amaç Ademoğullarını, İbrahimoğullarını ve Ümmet-i Muhammed”i dün DAEŞ bugün PKK yarın başka kılıklardani Hizb-ü Şeytan”ın pençesinden kurtarmaktır.

Bu da 21. yüzyıl askeri harekat mantığıdır.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi