Zulmünü Engelleyerek Zalime Yardım Önceliklidir

“Müslüman kardeşine zalim de olsa, mazlum da olsa yardım et. Bir zat ayağa kalkar ve sorar: Ya Rasûlallah! Mümin kardeşim mazlum ise ona yardım ederim. Bunu anlıyorum ama mümin kardeşim zalim ise ona nasıl yardım edebilirim? Peygamberimiz şu açıklamayı yapar:

Zulmünü engellersin zulmünü engellemen de zalim kardeşine yardımdır.”

Zulme Sessiz Kalınamaz

Aziz Peygamberimizin başlığa aldığımız görev yükleyici  hadislerinden hareketle önceki iki yazımızda hepimizin zalim ve mazlum konumunda olduğumuza değindik. Yardıma muhtaç olduğumuzu da dile getirdik.

Öncelikli vazifemiz    zulme sessiz kalmamaktır. Mesela,  “Ben aleyhimde işlenen zulme razıyım,” diyemeyiz.  Nefsin için dahi zulme razı olamazsın. Hakkını savunacaksın. Geliniz bir sahabi ile Peygamberimiz arasında  geçen diyaloğu birlikte dinleyelim/okuyalım:

– Ya Rasulallah birisi malımı almak isterse ne yapayım?

– Verme,

– Benimle vuruşursa?

– Sen de onunla vuruş.

– Ya Rasulallah ya beni öldürürse

– Katilin Cehennemlik olur

– Ben öldürürsem ya Rasulallah?

– Gazi olursun.

Bizim adalet ve merhamet tasavvurumuzda öyle sağ yanağına tokadı yediğinde sol yanağını çevirme anlayışı yoktur. Üstelik bu anlayış  yasaklanmıştır. Hz. İsa’ya isnad edilen bu görüş  ona iftiradır. Çünkü Peygamberler Tağutlarla/zalimlerle mücadele için gönderilmiştir. (el-Nahl 16/36) Hz. İsa da Peygamberdir.

 Zulüm mutlaka giderilecektir. Gücün varsa elinle, yoksa dilinle gidereceksin, buna da güç yetiremiyorsan kalbinle tavır koyacaksın.

Kişisel atılımlarla veya el birliği yapılarak zulme karşı çıkılacaktır.

Allah Cennetlik kullarını vasıflandırırken Şûra 37’de şöyle buyurur:

“ Onlar bir haksızlığa maruz kaldığı zaman elbirliği ile mücadele verirler.”

Hulâsa zulme karşı Mazluma da  Zalime de yardım edeceğiz.

Zalimlere/Mazlumlara Nasıl Yardım Edilebilir?

Zalimlere/Mazlumlarayardım bedenî olabilir, ilmî olabilir, hukukî olabilir, siyasî olabilir, maddî-parasal olabilir, mitinglere katılım yolu ile olabilir, aracılık yapılarak olabilir, iletişim araçlarında duyurma-protesto yoluyla, bir diğer anlatımla sosyal medyayı kullanarak olabilir, moral verici söz ve davranışlarla olabilir. Çeşit çeşit… Önemli olan zalimlere asla eğilim gösterilmemesidir.

Allah Kur’an’ında,  şöyle buyurur:

“Zalimlere meyletmeyin, ateş azabı size de dokunur. Sonra kendiniz için Allah’tan gayrı yardımcılar bulamaz, yardım da görmezsiniz.” (Hûd 11/ 114)

Kişi kendine yapılan zulme rıza göstermekle de günahkâr olur. Çünkü sen rıza gösterirsen zalimler azar. Senle başlar ötekiyle devam eder.

Zalimi Engelleme Toplum Gücünü Gerektirebilir

Yaşadığımız dönemde sivil örgütler fevkalade önemlidir. Yaşadığımız dönemde zulümler o kadar çoğaldı ki, mesela:

Bazı yasaların kendisi zulümdür. Çünkü hukuki değildir. Bu zulmü nasıl gidereceksin? Parlamentoda güç sahibi olmak gerekir.

Sinema ve dizi filmleri üretme, büyük yatırımları gerektiren bir alan. Bu alandaki kültürel zulümlerle mücadele gerekir, ama büyük güç lazım.

İşkenceyi önleme, başlı başına örgütlenmeyi gerektiriyor.

Medya oluşturma ve yaşatma da güç gerektirir. Çünkü  medya sürekli harcamayı gerektiren bir alan. Müslümanlar bu alanlarda mücadele verecek sivil örgütleri-kurumları oluşturmak zorundadırlar. Mevcut olanlara da yardımcı olmak gerekir.

Zulme Karşı Gayr-ı Müslimlerle de Yardımlaşılabilir

Zulümlerle ve zalimlerle mücadelede gayrimüslimlerin kurduğu kurumlarla da yardımlaşılabilir. Onlarla işbirliği yaparak da zulme tavır koyabiliriz.

 Hilfü’l-Fudûlu hatırlayalım. Peygamberimizin gençliğinde Mekke’de güçlüler zulmediyordu. Mekke’ye gelen ziyaretçilerin, Mina’daki panayırlara katılan tüccarların  kadınlarına el konuluyor, alınan malların bedeli ödenmiyor ve sair. Peygamberimizin amcası Zubeyr’in öncülüğünde bir ittifak oluşturuluyor. Hilfü’l-Fudûl yani Erdemliler ittifakı… Bunlar  mazlumun hakkını zalimden alıncaya kadar ölesiye mücadele etmeye yemin  ediyorlar. O yapılan ittifaka Peygamberimiz de genç bir bir Mekke’li olarak katılıyor. Peygamberlik döneminde bu ittifak kendisine hatırlatıldığında şöyle buyuruyor:

 O gün katılmıştım. Öylesi bir ittifakı sürülerle develere değişmem. Bugün böyle bir davet alsam hiç durmaz yine katılırım.

Zalime Yardım Önceliklidir

Zalime yardım, mazluma yardımdan önceliklidir. Niye? Çünkü zalimin zulmünü engellediğin zaman mazlum da kurtulur. Mazlumun uğradığı mağduriyetin sonuçları dünya hayatıyla alakalıdır. Eğer engellenmezse zalimin uğrayacağı felaket ise ahiret hayatıyla ilgilidir, zulmün azabı gözlerin yuvalarından çıkacağı büyük sorgulama gününde yaşanacaktır. İbrahim sûresinde şöyle buyrulur:

“Sakın ha Allah’ı zalimlerin yaptığından gafil sanma. Allah azabını gözlerin yuvalarından fırlayacağı o korku gününe erteliyor.” (İbrahim 14/42)

Allah ihmal etmez, imhal eder yani mühlet verir.

Konumuzu bir hadisle bitirelim:

 Allah’ın Resulü şöyle buyurdu:

“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu zulüm içinde bırakmaz, onu aşağılamaz. “

Ve bir hatırlatma: Aman aziz kardeşlerim; namazlarınıza dikkat edin, çocuklarınıza namaz eğitimini vermeye çalışın.

Ali Rıza DEMİRCAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi